Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuğba Atıcı Coşar

“O zaman benden nefret ettiğini, en büyük düşmanın olduğumu söyle. Hatta daha da iyisi; beni öpmek istemediğini söyle.” “Oyun oynamaya hiç hevesim yok.” Beklenti içerisinde bir kaşını kaldırdı ve kendini beğenmişliği karşısında gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. “Pekâlâ. Seni öpmek istemiyorum. Memnun oldun mu?” Bakışlarında bir şeyleri idrak ettiğini gösteren bir kıvılcım parıldadı. Ne yapmış olduğumu, bu sözcükler bana ihanet eden dudaklarımdan döküldüğü anda neyi anladığını fark etmekte geç kaldım. Bana doğru bir adım attığında hızla geri çekildim ve sırtım duvara yaslandı. Bana doğru eğilerek kollarını iki yanıma yaslarken yüzündeki ifade her an ortalığı ateşe verebilecek gibi için için yanıyordu. “Yalancı.” Kendimi daha derin bir mezar kazamadan dudaklarını benimkilere bastırdı ve ruhumu çalarken nefesimi keserek kafamdaki her türlü yadsımayı bir anda yok etti.
Reklam
“Bana bunu gerçekte neden anlatıyorsun? Cehennem prensleri devasa kurtlara dönüşüp dolunayın altında uluyor mu yoksa? Belki de şölenden önce nefes nefese yatak odamın kapısına gelmenden endişe duymalıyım.” “Kurt maskeleri takıyoruz elbette fakat beni nefes nefese göreceğini sanmıyorum. Tabii kibarca rica edersen başka.”
“En sevdiğin uzantının tek parça halinde kalmasını istiyorsan konuşmayı kesmeni öneririm.” “Eğer sen benim etkileyici uzantıma dair hayallere dalmayı bırakırsan ben de hızlanmamızı öneririm. Önümüzde uzun bir yol var. Sen ise şimdiden yarı ölü gibi görünüyorsun.” “Kadınlara iltifat etme becerin, cazibenin hemen arkasından geliyor, Prens Öfke.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Mantığımın beni yarı yolda bıraktığı kimi zamanlar seni arzulayabilirim ama seni asla sevemem. Dün geceki hayalin tadını çıkar – hepsi bir fanteziden ibaretti ve olup olacağı tek şey de bu.” Tacını başına yerleştirirken bana alaylı bir gülümsemeyle baktı. “Orasını göreceğiz.” “Bahse girmek çok cazip olurdu ama senin seviyene inmeyeceğim.” Bakışlarında çakan kıvılcımlar, bana yeniden tutuşmanın eşiğinde, sönmeye yüz tutmuş bir ateşi andırmıştı. “Ah, benim seviyeme inmenin her saniyesinden büyük keyif alacağına inanıyorum. Düşüş esnasında kayıp devrildikçe kalbin küt küt çarpar ve dizlerin zangırdar. Nedenini bilmek ister misin?” “Hayır.” Yüzünden sinir bozucu, belli belirsiz bir gülüş gelip geçti. Bana sokulurken sesini zar zor duyulacak kadar alçalttı. “Sevginin de nefretin de kökeni tutkuya dayanır.” Nefesini çenemde hissettim ve dudakları yavaşça kulağıma doğru kaydı. Yakınlığı ve sıcaklığı karşısında nefesimin kesildiğini hissettim. Yavaşça geri çekildi ve gözlerimiz birbirini bulduktan sonra bakışları dudaklarıma kaydı. Bir an için yüzümü kendisininkine eğerek dilini dudaklarımda gezdireceğini ve yalanlarımın tadına bakacağını zannettim. “Aradaki çizginin zaman içerisinde bulanıklaşması ne tuhaf.”
“Sana tek bir şeyin sözünü verebilirim.” Sesi karanlığın içinden derin ve şehvetli geliyordu. “Sana dokunduğumda bunun gerçekliğinden asla şüphe etmezsin.”
Reklam
“Söyle bana,” diye fısıldadı, sesi alev alev yanan tenimden ipek gibi kayarak. “Neyi?” Kendi sesim, nefesim kesilmiş gibi çıkmıştı. “En sevdiğin günah olduğumu.”
“Ona bu denli yakın olmak, ateşle oynamak gibiydi ve onun açtığı yanıkları çoktan hissetmiştim. Ne var ki öteye kaymak istemiyordum. Kolunun bedenime dolanması; beni piton gibi sarmışken duyumsadığım ağırlığı, bana verdiği his ve kokusu çok hoşuma gidiyordu. Bana sahip olmasını istiyordum, neredeyse onun bana ait olmasını istediğim kadar. Bu düşünce aklıma girdiği anda düzenli nefes alıp vermesi kesildi. Daha fazla temas arzusuyla yanıp tutuşarak usulca geriledim ve kendimi onun göğsüne bastırdım.”
“Bunun akıl işi olmadığını bilmeme rağmen vücuduna kalıcı olarak işleyeceği denli büyük bir değer ya da önem atfettiği şeyin ne olduğunu merak etmekten kendimi alamadım. Ruhunu kırıp açmak ve onu bir kitap misali okumak istiyordum. Keşke benliğinin ardında yatan hikâyeleri ve en derin sırlarını keşfedebilseydim.”
Ben olduğum yerde kıpırdanarak ona temas etmeden aptal kıyafetten sıyrılmaya çalışırken dudakları kıvrıldı. Kıyafet bana mısın demiyordu. Öfke de öyle. İçinde bulunduğum çıkmaz tamamen onun suçuymuş gibi iblise ters ters baktım. Pislik herif öfkemden büyük bir zevk alıyor gibiydi. “Yardımına ihtiyacım var,” dedim sonunda. “Kendim çözemiyorum.” Ondan dolunay ışığında sone okumasını istesem göstereceği heves anca bu kadar olurdu ama korsemi isteksizce baştan aşağı süzen Cehennem iblisi, beni geri çevirmedi. “Arkanı dön.” “Çok hevesli durmamaya çalış yoksa benden hoşlandığını düşünebilirim.” “Yat kalk, şükret. Senden hoşlanmam çok tehlikeli olurdu.” Burun kıvırdım. “Neden? Beni diğer tüm iblis prenslerden sakınmak için bana sahip mi olurdun?” “Öyle bir şey.”
“Burası yıldızların girmeye korktuğu yerdir,” diye fısıldadı kulağıma yaklaşarak. Sıcacık nefesi, buz gibi havayla keskin bir tezat oluşturuyordu. İrkilmekten kendimi alamadım. “Ama Şeytan asla korkmaz. Karanlığı baştan çıkarır o. Korkuyu da öyle.”
Reklam
“Öfke, ruhuma ihanet eden o yüce savaş iblisi, olduğu yerde kıpırdandı. İçimde yükselen rahatsızlık hissiyle dönüp ondan yana baktım. Delici bakışlarını bana çevirmişti. Yüzünde aynı soğuk ifade vardı. Kalbini yerinden söküp çıkarmak ve bir duygu emaresi bulabilmek için üzerinde tepinmek istiyordum. Her ne olursa olsun, bu denli ustaca takındığı buz gibi umursamazlığa yeğlerdim. Kendi işine geldiği anda bana düşman kesilirdi. Bencil bir varlıktı o. Tıpkı Nonna’nın beni uyardığı gibi. Aksini düşünmekle çok yanılmıştım. Upuzun gelen bir an boyunca birbirimize gözlerimizi dikip baktık.”
“Sırtımdan aşağı bir ürperti gezindi. Ellerimi nefesimle ısıtma dürtümü bastırdığım gibi, içimi rahatlatması için Öfke’den medet ummayı da reddettim. O benim dostum değildi; koruyucum ise asla olamazdı. Erkek kardeşi Haset ona dair sözlerinde haklı çıkmıştı; yedi iblis prensin en kötüsüydü o. Canavarların hepsinden daha gaddardı.”
“Karanlık, yaşamın her noktasında ama aydınlığı bulmak için karanlığı kabullenmek gerekir.”
“Unutmayı seçmek, hatırlamayı seçmekten çok daha az acı vericidir.”
Sayfa 325Kitabı okudu
“Bazen ne çok şeye sahip olduğumuzu hatırlamak için bir sürü şey kaybetmemiz gerekir.”
Sayfa 322Kitabı okudu
781 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.