Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sena Nur Türk

160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İkilemde bırakan bir kitap
‘Ekmek Arası’ndan sonra çok da beğendiğim bir kitap olmadı. Charles Bukowski’nin gerçek bir yazar olmadığı dönemleri anlatan bu roman onun aciz bir kişilikte olduğunu ve bazı şeylerden vazgeçemediğini gösterir bizlere. Bu kitabı okuduktan sonra gözümde bunca büyüttüğüm yazarın gençlik döneminin bunca acizlikle dolu olması beni hayal kırıklığına uğrattı. Bu kitabı beğenmeme nedenim tamamen sansürü desteklediğimi düşündürtmesin. Çünkü beni bu kitapta rahatsız eden asıl şey yazarın benim gözümde büyüttüğüm kadar harika olmaması. Bu bahsettiğim nedenlerden sonra kitabın gerçekçi olmasını beğendim. Dili sadeydi ve okurken asla zorlamayan bir dildi. Kitabın devam kitabı var mı onu bilmiyorum. Varsa da onu okur muyum? onu da pek bilmiyorum.
Factotum
FactotumCharles Bukowski · Metis Yayınları · 20202,912 okunma
Reklam
268 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap 1922'de Almanya'da doğup Amerika'da büyüyen Charles Bukowski'nin, Henry Chaniski olduğu dönemi ve Bukowski'nin çocukluk ve gençlik dönemlerini anlatıyor. Bazı yerlerde( hatta çoğu yerde, çocuklara uygulanan fiziksel ve cinsel başta olmak üzere) şiddetten bahsediyor. O kadar acı verici bir ortamda büyüyor ki Henry; artık kendisi de bu düzene uyan değil, uymadan da yaşayabilen biri olmak istiyor. Kitap mutlaka okunmalı. Çünkü biliyoruz ki çocuklar çok büyük şiddete maruz kalınca kendisi de kötülüğü uygulayan oluyor. O yüzden çocukları daha iyi anlamak için okunması gereken kitaplardan biri.
Ekmek Arası
Ekmek ArasıCharles Bukowski · Metis Yayınları · 20126,8bin okunma
336 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı genel anlamda beğensem de noime ve hugo'nun aşkı bana çok saçma geldi. Çünkü son kısımda barışmaları ilişkilerindeki sorunlara yönelik değildi. Hugo her zaman arkadaşlarıyla takılmayı seven biri olacak ya da aynı şekilde noime otoriter ve işini ciddiyetle yapan biri olacak, yani ikisi de birbirlerinden apayrı kişilikler ve ayrılma raddesine geldiklerinde bile onları birleştiren, hugo'nun sevdiği bir kitaptan alıntı yapması oluyor. Açıkçası bu bana mantıksız geldi. Kitaptan bahsedecek olursam Noime'in dedesinin ölmesinden sonra anneannesinin yaşadıkları ve kendi aşk hayatında neler yaşadığından bahsediliyor. Noime'in anneannesinin eski aşkını bulmak için Fransa'dan italya'ya yolculuk yaptıkları sırada noime ve anneannesi pekçok şey keşfederler keşfetmekle de kalmaz, anneannesi eski aşkına kavuşur. Kitap çok da etkileyici gelmedi bana ama keyifliydi ve akıcı bir hikayeydi.
Büyük Aşk
Büyük AşkFabien Toulmé · Desen Yayınları · 2023220 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı kitap fuarında adı ilgimi çektiğinden almıştım. Ama bir çırpıda okumaya çalışınca biraz sıkıldığımı söyleyebilirim. Kitap genel olarak güzel hatta bazı yerlerde komik ama kitabın sorunu katilin her sayfada mızmızlanan çocuk gibi şurasının burasının ağrıdığını söylemesi oldu. Sürekli kendi sağlık durumundan bahsedince beni sıktı o yüzden hemen okunacak bir kitap değil diyebilirim. Kitaba en az üç gün vermeniz gerekli. Ancak o şekilde kitaptan soğumazsınız. Katil Kantçı ahlak sistemine sahip olduğundan bir sonraki gün öleceğinden emin olsa bile hedefini öldürmek için türlü planlarla meşgul ve katilin bu planları ve her planın sonunda başarısız olması çok komik. Ama kitapta son on sayfada çok şaşıracağınıza eminim. Bence her ne kadar harika olmasa da kitaba bir şans vermenizi öneririm.
Hastalık Hastası Kiralık Katil
Hastalık Hastası Kiralık KatilJuan Jacinto Muñoz Rengel · Yapı Kredi Yayınları · 2021316 okunma
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çizgi roman türünde yazılan bu kitap okuduğum ilk çizgi roman oldu. Bu türe çok aşina değilim ama kitapta beni sıkan hiçbir unsur olmadı hatta keyifle okudum diyebilirim. Çizgi roman türünün de asıl katkısı insanı dinginleştirmesi ve yormaması olduğunu anladım çünkü bu kitap öylesine akıcı ki konusu olsun, kitabın sayfa kalitesi olsun gerçekten beni çok sevindirdi. Olağanüstülük ve olayların hızlı gelişmesi eğer bir düzyazı örneğinde karşıma bu şekilde çıksaydı beğenmeyebilirdim ama çizgi roman tamamen farklı. Okumadıysanız kitaba şans vermenizi ve bu kitapla beraber okumadıysanız, çizgi roman okumalarınızı arttırmanızı umarım.
Kalpsizler
KalpsizlerKerilynn Wilson · Genç Timaş · 2023346 okunma
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Muhteşem bir tiyatro eseri. Kitabın yazarı beni çok etkiledi. Yazardan okuduğum ilk kitaptı ve hiç bu kadar farklı duyguları bir arada yaşadığımı hissettiğimi hatırlamıyorum. Kitabın konusundan kısaca bahsedecek olursam, yeni bir eve taşınmak üzere eşyalarını toplamış olan aile ve aile üyelerinin iç hesaplaşmalarını okuyoruz. Bu hesaplaşmanın ana nedeni ise ailenin babasının yirmi dört yıl önce bir yaz boyunca sevgili kaldığı bir kadın oluyor. Öyle ki kadının adama yirmi dört yıl önce verdiği sözü hatırlatması olması ayrı bir olaydı diğer yaşananlar ayrı. Bu noktada kadın çift karakterli denebilecek türden. Olayların hızlı gelişmesi de kadının tüm vahşiliğini ortaya koymuş. O söz ise 'adamın kadını sevmekten asla vazgeçmeyeceği' burada aşk yok tam aksine bir vazgeçilemez olma isteği söz konusu. Eğer farklı bir şeyler okumak isterseniz öneririm. Okumakta kalın...
Geçmişten Gelen Kadın
Geçmişten Gelen KadınRoland Schimmelpfennig · Mitos Boyut · 200718 okunma
190 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Harika bir eser
Yakup Kadri’nin bu aşk romanı bize o dönemi yaşatmakla kalmıyor, hissettiriyor. Kitabın Başkarakteri Münire Hanım sadece bir karakter değil aynı zamanda bir anlatıcı. Hikayesini anlatmaya acemi bir romancı gibi başlayıp harika bir şekilde devam ediyor. Kırk beş yaşlarında kaleme aldığı bu gençlik aşkını orta yaşlı halinin yorumuyla okuyoruz. Hikaye şöyle: Münire Hanım bir paşanın kızıdır ve büyük bir konakta otururlar. Hakkı paşalar da bu konaktan tek bir duvarla ayrılmış olan başka bir konakta otururlar. Münire Hanım Hakkı Paşa’nın oğlu Cemil Bey birbirlerine aşık olurlar. Münire Hanım ile Cemil Bey’in babaları arkadaşlardır. Ama Cemil Bey Münire Hanım’la evlenmek istediğinde kızın babası buna razı olmaz. Zamanla bu iki gencin birbirlerine olan aşkı büyür. Bazı zamanlar kavuşma imkanı bulsalar da onları ayıran engeller büyüktür. Romana adını veren şarkı, Cemil Bey’in kendine özgü sesiyle ve Münire Hanımı hayran bırakırcasına söylemiş olduğu o şarkıdır. Münire Hanım bu şarkıyı ilk duyduğunda genç bir kız iken bu şarkı onun çok yıllar sonra da peşini bırakmayacaktır.
Hep O Şarkı
Hep O ŞarkıYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20183,316 okunma
64 syf.
6/10 puan verdi
Kitap güzel başladı hatta bazı zamanlar anlatıcı( öğrenci kız) ile aynı düşüncelerde olduğumu düşünsem de ilerledikçe kızın radikal görüşleri beni çok sinir etti. Kadınlara karşı beslemiş olduğu bir kin hissettim. Aynı zamanda böyle düşüncelere sahip kişinin ergen bir kız olduğunu bilmek belki de onu bir noktaya kadar masum göstermiş olabilir ama bu kişinin kitaplarla haşır neşir bir kız olduğunu öğrenince böyle düşünmesi beni daha da sinirlendirdi.(bildiğimiz üzere kitap okuyan insanlar diğer insanları bu kadar kolay eleştiremez çünkü bilir ki onun da yaşadıkları vardır ve o acıları sonucu onların dış görünüşüne de yansımış olabilir.) Anlatıcının babası ölmüş, ablası evlenmiş ve annesi de onunla çok ilgilenmiyor. Bu durum da onu düşünmeye zorlamış ve garip bir ruh haline sokmuş. Ama ondaki asıl sorun da bu yaşantısına karşı bir başkaldırıda bulunmaması. Bu noktada kitap gerçekçi değildi.çünkü kız her şeyi eleştiren biri. Yani böyle birinin hareketlerinde de bunu görmeliydik bence. Kitabın bu baskısında çokça yazım yanlışı ve cümlelerde bir düşüklük hissettim ve bu beni bazı noktalarda zorladı. Her ne kadar Japon kültür ögelerine çokça yer verilmiş ve açıklamaları yazılmış olsa da bu hata çok sinirimi bozdu.
Öğrenci Kız
Öğrenci KızOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 20228,4bin okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Büyülü gerçekçilik akımının ustası Gabriel Garcia Marquez tarafından yazılan bu kitap bizlere muz şirketinin sömürüsü sonucu harap olmuş Macondo şehrini ve orada yapılmaması uygun görülen bir cenaze törenini anlatıyor. Bu cenaze törenini ölünün yaşarken yedi yıl boyunca hiçbir karşılığı olmadan kaldığı albaydan, albayın kızından ve albayın torunundan okuyoruz. Bu kişiler yalnızca cenazeden de bahsetmekte kalmayarak kasabadaki sömürüden ve doktorun(ölünün) o evde kaldığı zamanlar neler yaşandığından da bahsediyorlar. Doktorun hikayesiyle beraber kasabanın hikayesini de öğreniyoruz. Kitabı ben çok beğendim özellikle bu üç kişilik anlatımda karakterlerin kendilerine has konuşmaları beni çok sevindirdi ve o anda bu kitabın usta bir kalemden çıktığını anladım.
Yaprak Fırtınası
Yaprak FırtınasıGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20193,522 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Farklı bir roman
Kitabı nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Roman o kadar alışılmışın dışında geldi ki sanki film izlemiş gibiydim. Yavaşlığın unutmak ile olan ilişkisi yadsınamaz. Kitabın da ana unsuru bu durum oldu. Hikayemiz farklı hayatların birleşimini bizlere bir biçimde sunuyor ve bunu yaparken çok doğru tahliller yapmayı da unutmuyor. Epiküros’un hazcılığı ve yavaşlığın böyle açıklanabileceğini hiç düşünmemiştim. Okuduğu bir kitaptaki öyküden etkilenen yazarımız, o öyküye benzer diğer öyküleri de bizlere aktarıyor. siyasal dansçı Berck, hazzın dansçısı Vincent, tüm insanların olduğu türden dansçı Pontevin ve başka tür dansçı olanların, hikayelerinin yazarı ile olan etkileşimi romanın sonunda beni çok şaşırttı ve düşünmeye itti. Kitap kesinlikle okunmaya değer. Yazarın bazı bölümler kitabın içinde bir izleyen gözüyle yer alması da harikuladeydi.
Yavaşlık
YavaşlıkMilan Kundera · Can Yayınları · 20181,271 okunma
Reklam
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Başkarakterimiz bir gün şiddetli karın ve baş ağrılarından dolayı hastaneye gider. Doktor ona dördüncü evre kanser olduğunu ve en fazla altı ay yaşayabileceğini söyler. Bunun üzerine karakterimiz hayatı hakkında düşünmeye başlar. Filmlerde gördüğü gibi ‘ölmeden önce yapılacak on şey listesi’ni yapar. O bu listeyi hazırladıktan sonra arkasından bir ses duyar. Arkasında onun fiziksel olarak tıpatıp aynısı ama karakter ve giyiniş tarzı olarak taban tabana zıt bir hali durmaktadır. O şeytandır. Ertesi gün listedeki bir maddeyi yerine getirdikten sonra şeytan ona dünyadan bir şey silmesi karşılığında ömrüne bir gün ekleyeceğini söyler. Postacı karakterimiz başta şaşırsa da şeytanın eğer bir şey yapmazsa yarın öleceğini söylemesi üzerine sileceği şeyi bulmaya çalışır. Ne çok gereksiz şey var şu dünyada diye düşünür. Acaba öyle midir? Yoksa o şeyler yaşamımız için hayati değer taşımamasına rağmen bizi yaşamaya itecek şeyler midir? Asıl sorgulama burada başlar. Ama hiç bitmez. Benim için düşündürücü bir kitap oldu. Karakterimizin aile içi ilişkileri, sevgilisi ve kedisi ile yaşamını sorgulaması ve “neden” diye sorabilmesi karakterin gelişimi açısından büyük önem taşıyordu. Okunması gereken kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum.
Bir Gün Kediler Dünyadan Yok Olsaydı
Bir Gün Kediler Dünyadan Yok OlsaydıGenki Kawamura · Dex Yayınevi · 2021815 okunma
100 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
kitap harika bir komediydi. Özellikle tiyatronun sonunda kahkaha atmamak sizin için zor olacaktır. Moliére’in bu enfes komedisi bizi güldürmekle de kalmadan dönemi çok iyi yansıtıyor. Başkarakterimiz Arnolphe, çoğu şeyi eleştirmekten geri durmayan bir karakterdir. arkadaşı Chrysalde ise bu yaptığının yanlış olduğunu ve ileride başına gelebileceğinden bahsederken Arnolphe onu dikkate almamıştır. Arnolphe gençken ileride evlenmek için yoksul bir kadından dört yaşında bir çocuk alır ve kız on yedi yaşına gelene kadar kızı eğitimsiz ve cahil biri olarak büyümesi için manastıra gönderir. Kesinlikle bilgi sahibi olmaması için de özel bir çaba harcar. Sonuç olarak kız (Agnes) büyür ama Arnolphe’in arkadaşı Oronte’un oğlu Horace kıza aşık olur ve kızla evlenmek için mücadele eder. Bu mücadelede Arnolphe’un hareketleri bizi hem kızdırır hem de uşak ve hizmetçi sayesinde güldürür. Bu tiyatro aynı zamanda moliére’in en başarılı oyunlarından biridir. Tiyatroyu okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Kadınlar Mektebi
Kadınlar MektebiMolière · İş Bankası Kültür Yayınları · 20111,523 okunma
214 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Çok değerli bir toplum değerlendirmesi
Ahmet Cemal 1. Dünya Savaşı'nda bir kolunu kaybetmiş ve İstanbul'un İngiliz kuvvetleri tarafından işgal edilmesi üzerine emirerinin çağrısıyla İç Anadolu'da bulunan bir köye yerleşir. Köy halkı o kadar vurdum duymazdır ki ülkede bir kurtuluş savaşı verilirken kimsenin kılı kıpırdamaz herkes yaşamına devam eder. Bu hikayede maalesef değişmeyen bir toplumun cehaletini görürüz. Mustafa Kemal Atatürk'e güvenmeyip ülkeyi İngilizlere seve seve bırakabilecek insanlar olan köy halkı şeyhlere sonsuz güven duyar. Biz o köyde Ahmet Celal olmuşuzdur ve ister istemez bu sığ görüşlü insanların düşüncelerini değiştirmek istemişizdir. Ama bu pek fayda etmez çünkü cahilliği yenmek çok zordur. Cehaletin ne denli büyük bir yıkıma sonuç vereceğini bu romanla daha da iyi anladım. Ve Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'e daha çok saygı duydum. Ülkemizin nasıl zorluklarla kazanıldığını daha iyi anlamak için okunması çokça gerekli bir kitaptır. Mutlaka okumalısınız.
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144,6bin okunma
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Kitap kırk yaşından sonra yaşamını tamamen değiştiren bir kızı konu ediniyor. Anlayacağınız üzere kız zayıf biri ama benim anladığım kadarıyla sadece vücut anlamında değil irade anlamında da zayıf bir karakter. Çünkü Kuru kız küçüklüğünden beri ne denilse onu yapmış ve kimsenin sözünden çıkmayan, erkek kardeşi, babası ve toplum tarafından hep küçük görülmüş biridir. Annesi o çocukken ölmüş bu nedenle aile bir daha güzel günler yaşamamış. Burada annenin aile açısından büyük önemi olduğunu söyleyebiliriz. Erkek kardeşi başına buyruk ve ablasının üzerinde tahakküm kurmaya çalışmasıyla çaresizliğini bizlere kanıtlıyor. Babası ise sanki yokmuş ama varmış gibi. Ailesi onu önemsemeyen kuru kızı komşuları hiç önemsemiyor hatta onu akıldan kıt sanıyorlar ve o da bunun tersini kanıtlamaya çalışmıyor. Bir gün kuru kızın hayatında büyük bir değişim yaşanıyor ve "Dünya'nın sonu" olarak adlandırılan Arjantin'in Ushuaia kentine gidip orada yaşamaya başlıyor ve orada kendisine insan gözüyle bakılınca orada yaşamına devam ediyor. Gerçekten de Dünya'nın sonu Ushuaia kenti! Bu kent Güney Yarım Kürenin nüfusu olan en uç kenti. Bu kentten daha güneyde belirli bir nüfus yok bundan dolayı da Dünya'nın sonu bu kent olmuş oluyor. Kitabı çok sevdim özellikle gerçekçi anlatımıyla ve insanın azimle yapamayacağı hiçbir şey olmamasını harika bir üslupla anlatıyor. Mutlaka okumanızı öneririm.
Kuru Kız
Kuru KızAyfer Tunç · Can Yayınları · 20233,516 okunma
1040 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap Çin kültür devrimini Shangguan ailesi üzerinden yani sekizi kız biri erkek olmak üzere 9 çocuğu olan bir anne ile çocukları üzerinden anlatıyor. Hikaye çin-japon savaşıyla başlıyor ve savaş ile birlikte Çin'in zamanla değiştiğini görüyoruz. Ailenin tek erkek çocuğu olan Şinto'nun doğumuyla savaş başlıyor ve toplumun ataerkil yapısı sonucu tüm ümitler Şinto'da. Öyle ki kendisi ailenin kurtarıcısı olarak görülür. Ama Şinto'nun küçük yaşlarından kalan bir özelliği vardır bu da bitmek bilmeyen meme emme ve dokunma isteğidir. Bundan dolayı asla baskın bir karakteri yoktur ve annesine bağımlı biridir. Ailenin annesi Shangguan Lü savaş zamanında çok zorluk çekmiştir. Çocuklarını büyütmek, çocuklarının yaptığı yanlışları önlemek ve Şinto'yu sütten kesmek onu çok zorlamıştır. Aile savaşın en çok etkilediği ailelerden biridir. Çünkü Shangguan ailesinin kızları Gaomi kuzeydoğu bucağının yöneticileriyle ve önemli kişilerle her zaman ilişki içinde olmuşlardır. Kitabın en önemli özelliği bu olayların ailenin erkeğinin yani Şinto'nun ağzından anlatılmasıdır. Kitabın bu özelliği sayesinde okuyucular olarak hikayenin içine kolayca girebiliyorsunuz. Değişen toplum ve cehalet de kitabın önemli özelliklerinden birkaçı. Kitabı çok beğendim. Kitapta hiçbir şeyin sözcükler arkasına gizlenmemesi hikayeyi daha iyi anlamamızı sağlasa da bazı yerleri okumak istemeyebiliyorsunuz ama genel anlamda bu tür hikayeler okumayı seviyorsanız mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
İri Memeler ve Geniş Kalçalar
İri Memeler ve Geniş KalçalarMo Yan · Can Yayınları · 2019527 okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Mutlaka okunması gereken bir kitap
Bu kitabı bir kitap videosunda görmüştüm ve farklı bir kitap olduğunu duyduğumda merak edip okumaya başladım. Ben romanları hikayelere tercih ederim ama bu kitaba bayıldım. Kitap bir hikaye kitabı olmasına rağmen beni içine çekti. İçerisindeki hikayeler çok kısa ama gerçekten çok etkili. Hikayelerden çok kısa bahsetmek istiyorum. Konuları itibarıyla çok şaşırdıklarım oldu. Özellikle son hikaye harikaydı. Kitaba adını veren “tanrı olmak isteyen otobüs şoförü” hikayesi diğer hikayelere göre daha az tuhaf olsa da şoförün aklından geçenlerin insanlığı yansıttığını düşündüm ve bu beni çok etkiledi. Ayrıca domuzu kırmak hikayesiyle bir çocuğun kendi kendine kurduğu o duygusal bağı okumak efsaneydi. Yazarın dehasından bahsetmemek haksızlık olur sanırım çünkü bu kadar kısa hikayelere bu kadar çok duygu ve düşüncenin (saçmalamayacak bir şekilde) sıkıştırılmasını ancak yazarı bu kadar unutulmaz yapabilirdi. Kitabı şiddetle tavsiye eder, keyifli okumalar dilerim.
Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü
Tanrı Olmak İsteyen Otobüs ŞoförüEtgar Keret · Siren Yayınları · 20101,311 okunma
Reklam
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Çok hoş bir kitap
Kitaba bayıldım! Bu bunaltıcı yaz sıcaklarına iyi giden bir kitap. Kolayca okunan, tebessüm ettiren ve merak ettiren bir kitap oldu benim için. Adı resmen kitabı özetliyor. Olayların bu kadar hızlı gelişmesi sizi şaşırtabilir. Bazılarına Hint fakirimizin bu kadar kolayca ülkeden ülkeye gitmesi gerçekçi gelmemiş olabilir ama benim konu hakkında pek bir bilgim olmadığından bana eğlenceli bir serüven gibi geldi. Belki de yazar kitapta gerçekçi olmayı istememiş de olabilir diye de düşündüm. Hint fakirinin serüveni boyunca yaşadığı kırılma anları da çok değerliydi benim için. Yazar bu anları çok iyi anlatmış. Özellikle mülteci ile yapmış olduğu sohbetin onun değişimine katkısı çok hoşuma gitti.
Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu
Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü YolculuğuRomain Puertolas · Can Yayınları · 2017341 okunma
252 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Kitap Jane Austen’ın yazmış olduğu ilk kitap. Ben onun (bana göre) daha başarılı yapıtlarını bu kitaptan önce okuduğumdan dolayı kitap beni biraz sıktı. Kitabın beni çok etkilememe sebeplerinden biri de sonunun hemen gelmesi oldu. Çünkü insanların en sonda bazı şeyleri çok çabuk kabullenmesiyle üzeri örtülen olaylar oldu. Bu da benim sevmediğim ve gerçekçi bulmadığım durumlardandır. Kanımca bir kitap gidebildiği yere kadar gitmeli ve ne kadar kalın olursa olsun biz onu okumaktan bıkmamalıyız. Yine de kitabı Jane Austen okumaya yeni başlayanlara öneririm. Ve keyifli okumalar dilerim.
Northanger Manastırı
Northanger ManastırıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,202 okunma
50 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Kitap insanların ne için yaşadığını sorgulamasıyla bana yeni bir bakış açısı kazandırdı. Başkarakterimiz ferdinand'ın kendi ülkesini savunmak için savaşa gidip gitmeyeceği, kendi içinde yaşadığı bir iç savaşa sebebiyet veriyor. Askere çağrılan ferdinand'a karısı Paula'nın uygulamış olduğu baskıyı okuyoruz. Ve kitap ince olmasına rağmen sizi düşündürüyor. Sizler de yeni bir bakış açısı kazanmak isterseniz mutlaka bu kitaba bir şans vermelisiniz.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162,2bin okunma
188 syf.
6/10 puan verdi
Öncelikle kitap hakkında düşündüklerimden kısaca bahsetmek istiyorum. Kitabı edebiyat dersinde sunum yapmak için ikinci kez elime aldığımda kitaba tek bir pencereden bakmak istemediğimden farklı mecralardan kitap hakkındaki yorumlara ufak bir göz attım. Ve kitabı ikinci kez okuduktan sonra bu kitabı ikinci kez okuyup sanki daha önce okumamış gibi
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023207,8bin okunma
419 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Kitap benim için ne ifade ediyor?
Kitap tek kelimeyle muazzamdı. Kütüphaneden merak ederek almıştım. Okuduğumda aptal kelimesini her duyduğumda aklımda ıgnatius’un sosisleri yerkenki yüz ifadesi canlandı. Kitabı okurken çok gülmüştüm. Hatta don kişot’un yaşadığı maceraları hep aklımın bir köşesinde tuttum. Kitap beni sadece güldürmekle de kalmayarak ufaktan düşünmeye de itti. Bunun nedeni ıgnatius’un sadece ahmak biri olmayıp aynı zamanda insanları hiç olmayacak zamanda ayaklanmaya çağırması ve siyasi konulardaki ilginç fikirleridir. Kitap iki farklı mekanda geçiyor. Birinde ıgnatius’un evi diğeriyse ondan nefret eden polis memurunun ve onunla bağlantılı olan kişilerin hayatlarının kesiştiği yer olan o meyhane. Yazar olayları çok güzel birbirine bağladığından bu konuda yazara gerçekten hayran kaldım. Kitapta alık olan tek kişi kitabın adından da anlaşıldığı gibi ıgnatius değil elbette. Sadece ıgnatius alıklığını belli eden bir alık özelliği taşımasıyla ünlüyken diğer alıklar(çevresindeki insanlar) kendilerinin alık olduğunu kabul etmiyor ve tüm suçun ıgnatius’ta olduğunu yani davranışlarıyla alıklığını kanıtlayan kişide olduğuna inanıyorlar. Çevremizdekiler de böyle değil midir? Alık olarak görülen siz olmasanız da biri vardır mutlaka ki tüm suç onun üzerine kalsın. Bu yönlerden bazen ıgnatius’a acımamak elinizden gelmiyor. Ben de bizi hem güldüren hem de düşündüren bu şaheseri bu yönlerinden dolayı beğeniyorum. Umarım sizleri de kendisine çekecektir. Beğenerek okumanız dileğiyle…
Alıklar Birliği
Alıklar BirliğiJohn Kennedy Toole · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2014771 okunma