Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
luna
luna
@Onsra_aa
61 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Konusu itibariyle sadece bir kadının yasak aşkını ele alan bir kitap gibi görünse de aslında birçok konuya ayrıntılı ve özlü bir şekilde yer veren, okuyucuyu; işçi-iş veren, ahlaki çöküş, din, sanat, toprak ve toprak işçileri, inanç, felsefe gibi konularla derinlemesine doyuran bir yapıt. Bunun için kitabı sadece roman diye nitelendirmek kanımca yanlış olur.Sanki yazar bir hazineyi saklar gibi bu ismi kitaba vererek içerisine birçok bilgiyi barındırmıştır.
Yazar, karakterlerin iç dünyalarını, psikolojik tahlillerini, başarılı bir şekilde okuyucuya sunuyor. Özellikle kadın karakterleri, erkek bir yazarın bu kadar büyüleyici bir şekilde ele alması gerçekten beni şaşırttığını söyleyebilirim.
Kitabın adı Anna Karanina ama kitapta pek Anna karakterine değinildiği söylenemez. Ayrıca yan karakterleri de, baş karakter gibi ayrıntılı bir şekilde anlatmıştır. Özellikle Levine karakteri aracılığıyla kendi düşünce yapısını gözler önüne sermiştir.
Son olarak kitabı iyi bir yayın evinden okumanızı öneririm.
Charles Dickens'ın ünlü yapıtı olan Oliver Twist, yazarın ustalık dönemine geçiş romanı olarak kabul edilir. Kitapta, yoksullarevinde yetişen saf ve koca yürekli Oliver'ın acı dolu yaşantısının yanı sıra dönemin İngiliz aşağı halk tabakasının yaşantısını da etkileyici bir biçimde kaleme almıştır. Hemen hemen yazarın da yaratmış olduğu karakter gibi hayatında çeşitli zorluklarla karşılaşmıştır. Kannımca eserin bu kadar güzel bir şekilde ele alınmasının başlıca nedeni de budur. Yazar, mekân tasvirini gerçekten de muazzam denilebilecek şekilde betimleyerek okuyucuya sunmuştur. Ancak aynı şeyi karakter betümlemesi içün söyleyemeyeceğim. Yine de okurken, mekân ve kişiler kafamda güzel bir şekilde canlandı. Kitap için eleştirebileceğim tek nokta, yazarın kitaba da adını verdiği baş karakter niteliği taşıyan Oliver Twist'ın kitapta yeteri kadar işlenmemesidir. Kitabın, 70-80 sayfasından sonra Oliver'ı gözüm arar oldu, kitapta adeta bir yan karaktere dönüşüyor. Buna rağmen yine de güzel bir kurguyla işlenmiş olan bu kitabı beğendiğimi belirtmek isterim. Yan karakter olarakta Nancy karakterini çok sevdiğimi söyleyerek keyifle okuyabileceğiniz bu eseri önerebilirim. Keyifli okumalar.
İçerisinde 21 hikâye ve fakir baykurt'la yapılan bir röportaj var. Hikayeler arasında en beğendiğim "can parası"adlı öykü oldu. Hikayeler genel olarak köy halkının yaşamlarını, yoksulluk, parasızlıkla mücadelerini anlatıyor.
Okur Takip Önerileri
Dostoyevski, bu eseri, yaklaşık iki yıl gibi bir sürede tamamlayıp, yayımladıktan 4 ay sonra da vefet etmiştir. Elimdeki kitap 800 sayfadan oluşmaktadır. Hacminden dolayı sürekli okumayı ertelediğim bir eserdi. Ama yazarın diğer yapıtlarını da okuduktan sonra bir Dostoyevski müptalası oldum ve 'keşke daha önce başlasaydım' dedim. İçi dolu dolu bir eser çünkü. Okurken hiç sıkılmadım." Şurası çok gereksizmiş, olmasaymış" demedim hiç. Bölümler arası geçişler arasında hiç kopuk yok, hepsi birbiriyle bağlantılıydı. Yazara gerçekten hayran olmamak elde değil. Yazar diğer eserlerinde olduğu gibi bu yapıtında da hemen hemen aynı temaları daha da güçlendirerek okura sunmakta. Din, ahlak, dönemin toplumsal yapısı, karakterlerin iç dünyası, ruhsal sorunları gibi temalara yer vermiştir. Baba-oğul ilişkisi, dinde karşıtlıklar, inanç gibi temaları yazar, karakterler aracılığıyla sorgulamış, sorgulatmıştır. Romanda en çok hevesle okuduğum kısım Alyoşa ve Kolya karakterinin konuşmalarının olduğu bölümdü. Bunun yanı sıra İvan karakterini de çok sevdim. Bazı araştırmalarıma ve kendi görüşüme dayanarak, yazarın İvan karakteriyle benzerliklere sahip olduğunu söyleyebilirim. Kitabı okuduktan sonra Freud'un, Dostoyevski ve baba katilliği makalesi ve Edward Halliett Carr'ın Dostoyevski adlı eserini de okuyarak daha da özümsedim. Okuyuculara da tavsiye ederim.
Dönemin toplumsal sorunlarını da içinde barındıran, insanların sırf kendi çıkar ve ihtirasları uğruna en sevdiklerini bile gözden çıkarabileceğini gösteren güzel bir Dostoyevski eseri.
Beyaz geceler... Yıllar önce okuduğum ve büyük bir feyz aldığım Dostoyevski eseri. Okurken daha da derin hissettiğim, anlamlandırdığım bir Dostoyevski kitabı. Sanki ilk okuyuşummuş gibi üzülüp, heycanlandım. Kitabın sonunu hatırlayıp, bilmeme rağmen yine heycanla ve sanki beni farklı bir son bekliyormuşçasına bitirdim.
Kitap akıcı ve sürükleyici bir dille ilerliyor ama bana biraz yavan geldi. Bu da sanırım çevirisinden kaynaklı bir durumdu o yüzden başka bir yayından yine okumayı düşünüyorum.
Aşkın; nasıl acı, keder,sadakat ve hayal kırıklıkları içerisinde ızdırap verirken, sevdiği için kendi sevgisinden vazgeçişini enfes bir şekilde kaleme almış yazar. Okumayı düşünen okurlara bir an önce başlamalarını tavsiye ederim.
Dostoyevski'nin ilk eseri olan İnsancıklar, dönemin koşullarında, sıradan ve yoksul insanların hayatla nasıl mücadele ettiğini, duygularını mektup yoluyla birbirlerine aktardığı iki karakterin hikâyesini güzel, sade ve sürükleyici bir üslupla kaleme aldığı nadide bir eser.
Dostoyevski, dönemin çarpılıklarını, sınıfsal farklılıklarını ve bir adamın aşk ve kumar tutkusunun, insanı ne hale getirdiğini yalın ve sürükleyici bir dille kaleme almıştır. Kitabın yaklaşık üç hafta gibi bir sürede, yazarın, kumar borcunu ödemek maksadıyla yazıldığı söylenmektedir. Öyle ki yazarın kendi deneyimlerinden de faydalanıldığı kanaatindeyim. Belki de kitabı bu kadar sürükleyici bulmamın sebebi yaşanmışlıklardan parçalar bulundurduğunu düşünmemdi. Esefle okunabilecek bir eser, okumanızı gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim sevgili okur.
Polisiye okumayı pek sevmem ama Ahmet Ümit’i bunun dışında tutuyorum. Kitabı, ilk okuduğum zamanlar ismine pek anlam verememiştim. Ancak okuyunca yazarın neden bu ismi tercih etiğini anladım. Yazar konu olarak sosyal, gündemde olan olaylara yer vermiş. Kitap sadece bir polisiye türü olarak nitelendirilmemeli bana kalırsa. Genel olarak kitapta toplumun belki de görmemek için gözlerini kapattığı, kırlangıç çığlıklarını eğlence zannettikleri hikayenin asli gerçeğini anlatıyor. Yazar, kitap hakkındaki bir söyleşisinde, ”Çocuk tacizcilerini öldüren bir katil mi daha tehlikelidir yoksa dünya bu haldeyken ‘aman banane’ deyip kenara çekilen mi?” demiş. Duraksayarak okuduğum bir yapıttı. Konu olarak beni çok etkiledi. Üslup olarak yapıt, yalın ve akıcı bir dille, okuyucuyu yormayacak şekilde kaleme alınmış. Keyifle okunulabilecek bir eser tavsiye ederim.
