Ağzından yüzüme yaban domuzları koşacak.
Her gece birini öldürmek için yatıyor, sabah kalktığında
bambaşka birinin cesedini buluyorsun aklında. Buna da bak.
Tutundum: Bu yükseklikten yukarı bakmak ne kadar da güç
Yutkundum: Sindirmeye çalıştığım geceye sürtüne sürtüne.
Soyundum: Çıplak sandığım beden, benim çocuğum değilmiş
Utandım: Sadece yoksulken sevmişim seni: Uyandım: Uyurken ruhum değişmiş Uykum değişmiş Düşüm değişmiş
Fark ettim: Seni sevmek emrivaki bir işmiş
Kayda değer bir şiir yazamadım:
Yazsaydım devrim olurdu
Ayağı kırılan atı da, eli kırılan şairi de vururlar meselesi
Neyse, şimdi gömün, akıllanıp tekrar geleceğim gerisin geri!
Bir taştan bir aşk yaratmak için içeriz, ağlarız, severiz, ayrılırız
Sonra dönüp baktığımızda, yaşadıklarımız baştan aşağı sefalet aslında
Tek bir hoş hatıra edinmek için utanmadan bir ömür harcarız
"Beyaz Gelinlikli Dul Rakım" diye yazdığım yıllarda Rakı kadehi mi dul kalması, yani Rakının yanında su bardağımın olmaması karaciğeri biraz zorlasa da, gençliğin verdiği cesaretle köşe bucak o meyhaneleri aradım Beyoğlu'nda.
Bir gün otururuz evde, ben sana hayatımı anlatırım dakika dakika. Kaç yaşımdaysam, o kadar yıl sürer konuşmam. Çay pişiririz. Çaydanlığa su yerine votka koyarız sen dilersen. Sonra da sen anlatırsın...
Otobüste kadınlara tekme atan bir adam yaşıyor bu ülkede. 'Oturuşu müstehcendi' diyebiliyor - ekliyor: 'Cinlendim ben.' Savcı gülüyor. Yargıç serbest bırakıyor onu. Hepsi kızın donu ne renkti - onu düşünüyor.
...........
Otobüs muavini bir kızın yüzüne boşalmıştı geçenlerde, meraklısı araştırır. Hepimiz masumuz bu yaratıklar varken. Siz valizinizi neden toplamıyor ve toplamamak için direniyorsunuz- anlamıyorum. Bu ülkenin bütün kuyularında tecavüze uğrayıp oraya atılmış en az bir çocuk cesedi bulabilirsiniz.
Herkes çocuğunu saklasın. Lütfen !...
“Beni neyle cezalandırdığını anlarsam şayet
- ki suçum büyük ihtimal aklımızın bir türlü ermediği hayat
Belki yeniden hayal ederim nerdesin neler oluyor
Nerde canlanır buradan giden ölüler biterken o harikulade yaz..”
biz yine geliriz; yine yazar, söyleriz; ölürüz;
biz yine gideriz;
sen, rahatını bozma o zaman, güzel bir çocuk gibi
bu şık dünya yatağında
böyle masum böyle mazlum uyu Türkiye,