Pagos
@Pagos35
Tenhalığı seviyorum, sık görüşülmeyen ama bağı da koparılmayan dostlukları. Sakin mekanları, az rastlanılmayı, kendimle kalmayı, kendimi saklamayı ve de sınırlarımı...
İzmir
İzmir
870 okur puanı
Haziran 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Ümit, sadece kendini bir şekilde canlı tutma çabasıdır. Yine yanılsama yaratırsın. Bütün oyun bu şekilde yürür; ümitsizlik içindesindir, ümitsizlik yüzünden bir yanılsama yaratırsın; yanılsamadan dolayı daha çok ümitsizlik oluşur, daha çok ümitsizlikten dolayı da daha çok yanılsama. Kişi, ümitsizlikten yanılsamaya, yanılsamadan ümitsizliğe gider durur. Kutlamak için enerjisi kalmaz. Ümitsizlikle ümit arasında sürekli bir gerilimdesindir. Yaşamın artık olanla olması gereken arasında bir gerilimden başka bir şey değildir. Olanı hissedemezsin, oluşa kaptırmışsındır; oluş mutsuzluktur, olan kutlama.
Sayfa 203 - Omega Yayınları 1. CiltKitabı okuyor
İnanan insan kapalı bir insandır; kapıları, pencereleri kapalıdır, bir çeşit hapishanede yaşar. Bir çeşit hapishanede yaşamak zorundadır; kapıları pencereleri açar da güneş, rüzgâr, yağmur içeriye girerse inanç sisteminin sarsılması ihtimali olabilir. Her taraftan içeriye hakikat girerse inancını koruması imkânsız olacaktır. Hakikatten saklanmalı, kapalı, penceresiz bir dünyada yaşamalı, böylece onu hiçbir şey rahatsız edemez, böylece rahatsız edilmeden inanmaya devam edebilir. Bu, toplum için iyidir ama bireyin sağlığı için çok tehlikelidir.
Sayfa 178 - Omega YayınlarıKitabı okuyor
Kadının gizemi bu yüzdendir. Hiçbir erkek bu gizemi çözememiştir. Kişi ancak ikisinin de ötesine geçerse, ancak bir buda olursa hem erkeğin, hem de kadının gizemini bilebilir. Yoksa hiçbir erkek bir kadının derinine inemez; kadın gizemli, karanlık, karanlık bir gece olarak kalır; açıkça göremezsin, en fazla el yordamıyla ararsın. Bir kadın hakkında asla mantıklı bir şekilde emin olamazsın. Asla mantığa uymaz. Yolu zikzaklıdır; süreci izlemeden doğrudan karar verir. Bir erkek, adım adım, bir süreci izleyerek gider; sistemlidir.
Bir kadın sezgisel oluşu anlamında bir şairdir. Bir şiir yazamayabilir, hiç şiir yazmadan da bir şairdir. Yaşamı onun şiiridir ve o şiir kadar karanlıktır; gizemli, belirsiz, muğlaktır. Hiçbir şey açık değildir, hiçbir şey açık olamaz noktalı, kadın gizeminden arındırılamaz, daima bir soru işareti olarak kalır.
Erkek ışık gibi açıktır. Bu nedenle erkek sığ, kadın derin görünür. Bu yüzden erkek tamamen yüzeyde görünür, onu anlayabilirsin. Onu anlarsan onun yapacaklarını tahmin edebilirsin ama bir kadını asla tahmin edemezsin. Tahmin edilemez, dolayısıyla da karanlık kalır. Bunlar benzetmedir.
Sayfa 144 - Omega Yayınları 1. CiltKitabı okuyor
Okur Takip Önerileri
Tanrı birdir ama yaratıcı olduğu zaman kendini animus ve anima olarak ikiye böler. Onsuz bir dışavurum imkânı yoktur, onsuz bir diyaleklik olmayacaktır. Tanrı kendini tez ve antitez olarak ayırır çünkü meydan okuma, çelişki, mücadele ancak tez ve antitez ile var olabilir. Mücadele ve sürtüşme vasıtasıyla enerji yaratılır. Bu tıpkı iki taşı birbirine vurduğunda ateş çıkması gibidir. Bu tıpkı iki elini çırptığında ses çıkması gibidir.
Sayfa 143 - Omega YayınlarıKitabı okuyor
Ve unutma, bir kadın olmadan ruh yükselemez. Harika şiirler, erkeklerden çıkmıştır ama sebep daima bir kadındır.
Sayfa 134 - Omega Yayınları 1. CiltKitabı okuyor
Birine âşık olursan içinde yaşam alevlenir. Ve olan da sadece bu değildir, iki insan bir hissederler. Aşktan ders al; sadece iki insanın bir hissetmesi, o ne mutluluk, o ne coşku! Düşün, bütüne âşık olursan ne büyük coşku ne büyük mutluluk gerçekleşir. Bu bol yaşamdır, sonsuz yaşamdır.
Sayfa 40 - Omega Yayınları Cilt 1Kitabı okuyor
Toplum, itaat gerektirir, toplum verim gerektirir. Ne kadar mekanik olursan o kadar verimli olursun. Daha canlı olduğunda o kadar verimli olamazsın. Makine, insandan daha verimlidir. Toplumun çabası, her insanı bir makineye indirgemek üzerinedir. Peki, bir insan bir makineye nasıl indirgenir? Onu giderek bilinçsiz hale getir, giderek robotlaştır, özünün bilincinden tamamen yok olmasını sağla, tamamen sahte olmasını sağla. Bırak bir koca olsun, bir karı olsun, bir hizmetçi, Bir patron, bir şu, bir bu olsun ama asla kendi öz benliği olmasına izin verme. Buna izin verme çünkü o öz benlik, Tanrı'dan başkasına itaat etmez. Başka hiçbir bağlılığı yoktur, yegâne bağlılığı kaynağadır. Başka efendi tanımaz.
Sayfa 71 - Omega YayınlarıKitabı okuyor
Kişilik toplumun, ebeveynlerin, okulun, kolejin, kültürün, uygarlığın hediyesidir. Kişilik sen değilsin, o sahtedir ve bu kişiyi cilalamaya devam ederiz, özü tamamen unutmuşuzdur. Özü hatırlamadığın takdirde, boşuna yaşamışsındır çünkü gerçek yaşam, özden oluşur. Gerçek bir yaşam, özün yaşamıdır. Ona ruh diyebilirsin veya içindeki Tanrı ya da her ne dersen. Ama ayrımı hatırla; sen kıyafetlerin değilsin, psikolojik kıyafetlerin bile değilsin.
Sayfa 69 - Omega YayınlarıKitabı okuyor
Bir zamanlar Hristiyan bir misyoner, bir Zen pirine sormuş, "İnsanın yolculuğunun son noktası Tanrı ile birleşme değil midir?"
Zen piri demiş ki, "İnsanın yolculuğunun son noktası, Tanrı ile birleşme değil, çünkü asla bir ayrılık olmadı. Gerekli olan yegâne şey, insanın onu görmesini sağlayan sezgi parlamasıdır."
Sayfa 49 - Omega YayınlarıKitabı okuyor
Gerçekten dindar bir insan inanamaz; araştırır. İnanamadığı için kuşku içinde kalır ve kimse kuşku içindeyken rahat edemez. İnsan aramalı, araştırmalı ve bulmalıdır. Kuşku, seni kemirmeye, dürtmeye devam eder: "Araştır, ara, bul ve bulana kadar da tatmin olma."
Sayfa 44 - Omega YayınlarıKitabı okuyor
Tao kelimesi aslında "Yol" demektir. Hedef hakkında hiçbir şey söylenemez. Hedef tarifi zor, ifade edilemez, anlatılamaz kalır. Fakat Yol hakkında bir şey söylenebilir. Bu yüzden Taocular, Tanrı, hakikat, Nirvana sözcüklerini asla kullanmamışlardır; hayır, sadece Yol kelimesini kullanırlar. Buda der ki: "Budalar sadece size Yol'u gösterebilir. Eğer patikayı takip ederseniz hakikate ulaşırsınız."
Sayfa 23 - Omega YayınlarıKitabı okuyor
Lao Tzu'nun söylediği, ondan önce Krishna'nın söylediği ile aynıdır. Krishna'nın söylediği, Buda'nın sonradan söylediği şeyle aynıdır. Buda'nın söylediği, Muhammed'in, İsa'nın, Zerdüşt'ün söyledikleriyle aynıdır, buna rağmen ifade ediş şekilleri o kadar farklıdır ki, tam özünü görmek için büyük bir zekâya ihtiyaç duyacaksın. Yapı farklı, dil farklı, söyleyiş tarzları farklı; tabii ki, çünkü onlar kendi benzersizlikleriyle farklı insanlar, farklı bireyler. Oysa hakikat ne yeni ne de eski ve hakikat her nerede olursa olsun ebedidir.
Sayfa 23 - Omega YayınlarıKitabı okuyor
Kiliseye gittiğinde içine dönmüyorsun, tapınağa gittiğinde içine dönmüyorsun. Ama toplum seni, içe dönmek istiyorsan kiliseye gitmen gerektiğine inanacak şekilde hipnotize etmiş. Oysa kilise, en az diğer şeyler kadar dışarısıdır. Toplum seni, içe dönmek istiyorsan rahibe gitmen gerektiğine inanacak şekilde hipnotize etmiş. Oysa rahip, devletin ve toplumun bir ajanıdır. Rahip, daima mistiklere karşı olmuştur çünkü bir mistiğe gidersen içe dönmeye başlarsın.
Sayfa 13 - Omega YayınlarıKitabı okuyor
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
