Oysa biz artık orta düzeydeki insanların çağında yaşıyoruz. Orta düzeydeki insan sıkıcı, renksiz, aptal gibi görünür...
Fakat ölümsüz tek düzeliğine devam eder...hiç bıkmaz. Amipler her zaman kaplanlardan daha çok yaşar. Çünkü durmadan bölünür, yenilenirler. O ölümsüz tek düzelikleriyle.
"Öğütler ancak öğüt verene yararlıdır. O da, vicdanındaki yükü hafiflettiği için. Sen de eninde sonunda kaderinde yazılı olanları ve yetiştirilişinin seni sürüklediği hareketleri yapacaksın."
O kadar doğru bir söz ki, cesaretle söylenmesine gerek yok. O kadar dokunaklı bir olay ki, güzel olmasına gerek yok. O kadar gerçek ki, sahici olmasına gerek yok.
Şibumi demek, bilgiden çok anlayış demek. İfade dolu bir sessizlik demek. Kendini kanıtlama gereği duymayan bir alçakgönüllülük demek.
"Türkiye yaşanmaz oldu!
Her gün bir başka zehir.
Görmedik, bir bahçe, bir çiçek, bir şehir.
Görmedik bir gülen
Hasılı bir ferah, bir rahat:
Uğruna çekilen, Derttir, mihnettir.
Senden yana olduğumuz sebeptir. Kolektif hayat!"
Aşkın, kendisini hem bulduğu hem yitirdiği tek çaresizliğidir. Zamanın kalbe açtığı kesiklere, yine zamanın bastığı tütündür.
Bir uzaklaşma sanatıdır şiir; herkesi yanına alarak uzaklaşma...
"Evlerdenden çıkınca gittiğini sananlar,
Taşıtlara binince gittiğini sananlar,
Bir ülkeden bir ülkeye salıncaklar kurun,
Değil mi ki önününüzde ardınızda çocukluğunuz,
Bir sitem taşıdır ancak başınızı koyduğunuz."
"Üç tutku yönlendirdi hayatımı: Sevgi açlığı, bilgi arayışı ve başkalarının acılarına yönelik dayanılmaz bir merhamet. Aşk ve bilgi göklere yükseltti beni ama merhamet her seferinde çekip yere indirdi."