Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

David Gilmore

David Gilmore
@PinkkFloydd
36 okur puanı
Haziran 2022 tarihinde katıldı
"Hiçbir şeyden tatmin olamamamız ve tutkularımızın, hayallerimizin etkisiyle bize gerçekten gereken şeyin ne olduğunu bilemememiz, eksikliğimizin önemli bir kanıtı değil midir? Filozofların, insanın mükemmelliği konusunda bitmez tükenmez tartışmalar bunun kanıtıdır. Neyi bilirsek bilelim ve elimizde ne bulunursa bulunsun bunlarla tatmin olamadığımızı anlıyoruz ve gelecekteki bilinmeyen şeylerin peşinden koşuyoruz çünkü mevcut şeylerle yetinemiyoruz kesinlikle. Bence bunun nedeni onların doyurucu olmamaları değil, bizim bu konudaki beceriksiz yaklaşımımızdır."
Sayfa 349 - Alfa Yayınları
Reklam
"Rastlantıyla gelen güzel şeyler ne olursa olsun tadını çıkarmak için hissetmek gerekir bunları. Çünkü bizi mutlu eden sahip olmak değil, sahip olduğumuz şeylerin keyfini sürmektir."
Sayfa 297 - Alfa Yayınları
"İnsanların değerlendirilmesi açısından şaşırtıcı olan nokta şu: Bizim dışımızda, kendine özgü nitelikleriyle değerlendirilmeyen hiçbir şey, hiçbir varlık yok. Bir atı güçlü ve çevik olduğu için överiz, Ama koşumları nedeniyle övmeyiz. Bir tazıyı tasması nedeniyle değil, çevikliği nedeniyle severiz; bir şahin uçarken kanatlarını iyi kullandığı için övülür; kolanları, çıngırakları nedeniyle değil. Neden insan söz konusu olduğunda onun sahip olduğu şeyleri değerlendirerek düşünmüyoruz, buna göre karar vermiyoruz peki? Keyfi yerinde, güzel bir şatosu var, itibarlı ve zengin: Bütün bunlar dışarıdakı ve çevresindeki şeyler; onda olan şeyler değil. Görmeden bir kedi satın almazsınız; bir at satın almak için pazarlık yaparken atın koşumlarını çıkartırsınız; çıplak, örtüsüz halde incelersiniz hayvanı. Eskiden prenslere at satarken çok gerekli olmayan uzuvları örtülürmüş. Burada amaç alıcının atın güzel tüyleriyle ve geniş sağrısıyla oyalanıp vakit kaybetmemesi; özellikle en önemli uzuvları olan bacakları, ayakları, gözleriyle ilgilenmesidir. Peki insan neden sarılmış, sarmalanmış, paketlenmiş bir halde inceleniyor? İnsan, bize, kesinlikle kendine ait olmayan şeyleri göstermeye dikkat eder ve onu gerçek anlamda değerlendirebileceğimiz taraflarını saklar bizden. Sizin aradığınız kının değil, kılıcın değeridir; kınından çıkardığınızda gördüğünüz kılıca belki bir kuruş bile vermezsiniz."
Sayfa 292 - Alfa Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şöhret Kaygısı
""Şöhret kaygısı aynı zamanda en sert, en hırçın ve en inatçı budalalıktır. "Quia etiam bene proficientes animos tentare non cessat erdem yolunda gelişme kaydedenleri de ayartır.) Akıl övünmeyi açıkça eleştirir ve ifşa eder ama içimize öyle bir yerleşmiştir ki övünme, ondan gerçekten kurtulabilen var mıdır, çok merak ediyorum. Her şeyi söyleyip, vazgeçmek için her şeyi yaptığınıza inandığınızda, sizin kararlılığınıza karşı öyle derin bir arzu yaratır ki çok az direnme şansınız olur. Çünkü Cicero'nun dediği gibi, onunla mücadele edenler bile, bu konuda yazdıkları kitaplarda adlarının mutlaka göze çarpıcı yazılmasını ister ve küçümsedikleri, hor gördükleri bir olgudan şan şöhret çıkarmak isterler!""
Sayfa 289 - Alfa Yayınları
""Şu klasik mukayeseyi; yalnız yaşam, faal yaşam mukayesesini bırakalım. Fakat altında hırs ve açgözlülüğün saklandığı o güzel söze, "Kişisel çıkarımız için değil, toplumun çıkarı için doğmuş olduğumuz sözüne ne demeli? Bu konuda, dans edenlere güvenme cesaretini gösterelim ve vicdan muhasebelerini yapsın bu insanlar; konumlar, görevler ve öteki dünyevi ilişkilerin amacı, tam tersine toplumdan kişisel çıkar sağlama amacına yönelik değil midir? Çağımızda bunlara ulaşmak için kötü yollara başvurulması amacın pek de övgüye değer bir yanı olmadığını gösteriyor. Bize yalnızlık zevki veren şeyin bizatihi hırs olduğunu söyleyelim. Toplumdan kaçtığı kadar başka bir şeyden kaçtığı görülmüş müdür onun? Dizginlerinin serbest olmasından başka istediği bir şey var mıdır?""
Sayfa 250 - Alfa Yayınları
Reklam
Evlilik vs. Dostluk
"Evliliğe gelince burada pazarlık söz konusudur ve sadece giriş serbesttir; süresi birtakım zorlamalarla ve yükümlülüklerle belirlenmiştir, bizim irademize bağlıdır; bu pazarlık genellikle dostluk dışında bazı amaçlarla yapılır; dışarıdan gelen ve çözülmesi zor bir yığın sorun çıkar, ilişkiyi yok edebilecek ve gerçek sevgiyi bulandırabilecek bir yığın sorun. Buna karşın dostluk, dostluğun kendisinden başka bir alışveriş olmaz."
Sayfa 196 - Alfa Yayınları
Aşk vs Dostluk
"Aşk dostluk sınırları içinde yani karşılıklı iradelerin uyuşmasıyla ortaya çıktığında önce gevşer sonra da yok olup gider: Zevk biter çünkü bedensel bir amaçtır ve tatmine bağlıdır. Dostluk ilişkisindeyse, aksine, bu dostluk arzu edildikçe, istendikçe zevk de vardır, hatta dostluk ancak ve ancak zevkle birlikte gelişir, onunla beslenir ve onunla artar çünkü manevi bir unsurdur ve ruhu inceltir dostluk. Fani duygular ve sevgiler bende bir zamanlar hep bu mükemmel dostluk sayesinde gelişmiştir. Ben bu dostluğu anlatmam, sadece yazılarımda çok söz ederim. Bu iki duygu birbirini tanıyarak, bilerek birlikte var olmuştur bende ama asla rekabete girmemişlerdir birbirleriyle. Aşk, yolunu kibirle ve ihtişamla sürdürür; dostluğu küçümser, çok altında görür."
Sayfa 196 - Alfa Yayınları
Dostluk vs Aşk
"Dostluk kadına duyulan sevgiyle mukayese edilemez. Kadın sevgisi de bizim seçimimizden doğar ama onu bu kategoriye sokmak mümkün değildir. Ateşli, coşku veren bir duygu olduğunu kabul ediyorum, daha etkili, daha yakıcı, daha serttir [aşk]. Ama pervasız ve değişken, uçarı, çeşitli kılıklara giren bir yangın, bizi sadece bir köşemizden tutan, zaman zaman nöbet haline gelen, zaman zaman hafifleyen bir ateştir bu. Dostluksa aksine genel ve tümel bir sıcaklıktır; ılımlı, dengeli ve ona denk, istikrarlı ve sakin bir sıcaklıktır; tatlıdır, hoştur, şiddetli ve yüreği sızlatan bir tarafı yoktur kesinlikle. Ayrıca aşk bizden kaçan insana karşı duyduğumuz çılgınca bir arzudur"
Sayfa 195 - Alfa Yayınları
David Gilmore
Bir kitabı okumayı düşünüyor
İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon
İkili İlişkilerde Duygusal ManipülasyonPascal Couderc
8.1/10 · 1.571 okunma
""Kolay inanmayı ve ikna olmayı saflığa ve cehalete bağlamamız nedensiz değildir belki. Çünkü inancın ruhumuza damga vurmuş bir tür işaret olduğunu eskiden öğrenmiştim galiba. Ruh daha yumuşak, daha gevşek, daha dirençsiz olduğunda oraya bir şeyin damgasını vurması da daha kolay oluyordu. "Ut necesse est lancem in libra ponderibus impositis deprimi, sic animum perspicuis cedere." [Terazinin bir kefesi konulan ağırlıklarla alçalır, aynı şekilde açıklık da zihni sürükler.) Ruh ne kadar boş olursa denkleştirme ağırlığı ya da karşı kuvveti de o kadar az olur ve gördüğü ilk etki karşısında kolayca eğilir.""
Sayfa 188 - Alfa Yayınları
Reklam
"Sadece sözleriyle filozof olan, eylemleri alçakça olan insanlardan nefret ederim." (Aulus Gellius)
Sayfa 141 - Alfa Yayınları
"Özgür yaşayan ve kendi kendine emir vermeye alışmış halklar bu yaşam tarzı dışında kalan her yönetim biçiminin tiksindirici ve doğaya karşı olduğunu düşünür. Monarşi düşüncesinden beslenen insanların düşünceleri de aynıdır. Kader onlara kolay bir değişim olanağı sunsa bile, bir efendinin bezdirici baskısının yaratığı birçok zorluktan kurtulmuş olsalar bile, anında, aynı zorluklarla yeni bir efendi getirirler başlarına. Bizatihi otoriteden nefret etmeye karar veremezler bir türlü."
Sayfa 121 - Alfa Yayınları
Alışkanlık
"Gerçekten de alışkanlık çok amansız ve hain bir öğretmendir. Bizi yavaş yavaş, gizliden gizliye etkisi altına alır; fakat başlangıçta ağır, yumuşak ve önemsiz gözükürken zamanla güçlenir, yerleşir, kısa sürede öfkeli ve zorba yüzünü gösterir ve öyle hale gelir ki ona karşıdan bakma özgürlüğümüzü bile alır elimizden. Sürekli doğanın kurallarına karşı çıkar:"Usus efficacissimus rerum omnium magister." [Alışkanlık her şeyin en güçlü efendisidir.]
Sayfa 113 - Alfa Yayınları
" Çabuk ve ani tepkinin akla, ağır ve özenli tepkinin ise düşünmeye, değerlendirmeye özgü şeyler olduğu söylenebilir."
Sayfa 54 - Alfa Yayınları
"Hayır, ben çalınmış zaferler peşinde değilim"
Sayfa 43 - Alfa Yayınları, Büyük İskender
1.081 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.