"Herkesin içinde fıtrattan gelen bir ben fikri vardır; kimisinde nefis, kimisinde iman ile şekillenir. Nefisle benlik duygusu bir araya gelince yönetme şehveti doğar. Yönetme
şehveti bütün şehvetlerden ötedir. Bir bebekten bir krala
kadar herkeste görülen yönetmek içgüdüsü iyi kullanırsa
nimet olur ama nefis araya girer de kötü harcanırsa hüsran yaratır. Bu duygu herkesin içinde vardir. Bu yüzden kimisi ailesini, kimisi evresini, kimisi muhitini, kimisi de
devleti yönetmek için çırpınır, çaba harcar. Bir kez bu şehvete yakalananlar zamanla kendilerini vazgeçilmez hissedip yönetmek uğruna her türlü yolu mübah göreceklerdir."