Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ece Işık

İnsan bir yerde acı çekti diye orayı daha az sevmiyor...
Reklam
Mr. Elliot mantıklı, saygılı ve kibardı ama açık bir adak değildi. Hiç bir zaman bir duygu patlaması yaşamıyor, başkalarının iyiliği ya da kötülüğü için ve öfkadan ne de sevinçten coştuğu oluyordu. Bu, Anne için kesinlikle bir kusurdu. Genç kadın ilk izleniminin etkisinden kurtulamıyordu. Dürüst, açık yürekli ve ateşli kişilik yapısına her şeyden çok değer veriyordu. İçtenlik ve coşku onu hala büyülüyordu. Arada sırada şey yapan ya da söyleyen birine soğukkanlığını hiç kaybetmeyen, dili hiç sürçmeyen birinden çok daha fazla güvenebileceğine inanıyordu.
...sesleri rahatsız edici ya da zararsız yapan yüksekliklerinden çok ne sesi olduklarıdır.
Sayfa 187Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir zamanlar birbirlerinin her şeyiydiler! Şimdi ise hiçbir şeyi!
Nazik bir tavrın insana zaman içinde kabul ettiremeyeceği neredeyse hiçbir şahsi kusur yoktur.
Reklam
İşe yarar biri olarak talep edilmek en azından hiçbir işe yaramayan biri olarak reddedilmekten iyidir.
Yaşamam ikiye bölünmüştü sanki: uzlaşmaz iki uca: Eve döndüğüm geceler, pijamamı giyip kuru fasulye yiyordum. Karıma acıyordum artık.
Arsız bir sokak çocuğu gibi gösterişli bir yalnızlık çekiyordun, orası apaçıktı. Ama çektiğin öksüzlük, sahiciydi. Benimkine benziyordu. O soğuk kış gecesinde birbirimize sarılıp ısınabilirdik. Bir daha karşılaşmayabilirdik. Birbirimizden hiçbir şey beklemeden sarılıp uyuyabilirdik, sevişebilirdik. Bunun ilk ya da ikinci ya da dördüncü karşılaşmada gerçekleşmesi, hiçbir şeyi değiştirmezdi. Saygınlığımızın ne arttırır ne eksiltirdi. İkimiz de biliyorduk ya sevişeceğimizi. Belki bu olayı izleyecek olayları da. Yalanın-düzenin boğacağı bir ilişki olacaktı sonunda. Birbirimize düşman kesilecektik. O yüzden erteledik o gece, koruduk. Sonraları bütün sevdiklerimi nasıl alıştımsa sana da öyle alıştım. Gözüm başka kimseyi görmedi. Bunun böyle sürüp gitmeyeceğini biliyordum.
<<Ne paylaşması?>> dedim öfkeyle. <<Hep ben verdim, yıllarımı verdim ona, gençliğimi, paramı, her şeyimi. Karşılığında o da bana katlandı, kaçamaklarıma göz yumdu ama beni asla sevmedi.>> <<Siz de onu sevmediğinize göre...>> dedi. <<Hem bir adımı atmak sandığınız kadar güç değil. Bakın ben uzun bir süredir yalnız yaşıyorum. Önceleri gerçekten çok güçtü. Ben de genç yaşta evlendim, bir erkeğin sıcaklığını arıyorum. Yine de yıpratıcı kaçamaklar yapıp yalan söylemektense kendi kabuğunda yaşamak daha kolay geliyor. Yalnızlık çekmediğimi sanmayın sakın.>>
Alien
Yaşlandıkça, hele dünyanın dört bucağını dolaştıktan sonra daha iyi anlıyor kişi. Bu konuşmaların, yazıların, yorumların boşunalığını. Biz olaylara yetişene kadar olaylar değişiyor çünkü. Anlamsız bir çağda yaşıyoruz.
Reklam
"Hayatını kimsenin işine burnunu sokmadan yaşa, o zaman başka kimse de senin işine burnunu sokmaz,”
Hayatım sana lazım olduğunda gel ve al onu
Yaşam olduğu gibi ya da olması gerektiği gibi değil, tam tersine bizim hayalimizde canlandırdığımız gibi gösterilmeli
Dünya sonsuz bir ıssızlıktı artık benim için. Giderken peşinden götürmüştü insanları, umutları, mevsimleri, hayalleri... Acıları bile. Sanki sadece o tanıyordu beni. Kim olduğumu bile alıp gitmişti.
Aşere manipülasyon, kontrolcülük, patronluk sadece hassas ve endişeli bir çocuğun işlevsiz ve kendini engelleyen, edinilmiş özellikleridir. Bu nitelikler nasıl ki çevreyle etkileşim içinde gelişiyorsa, çevre anlayışlı, besleyici ve destekleyici hale geldiğinde de körelebilir.
235 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.