(…)
Gözler ki birer parçasıdır sende İlah’ın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin!
Yatağında ölmeyi hatırından sök, çıkar!
Döşeğin kara toprak, yorganındır belki kar…
Sen gurbette kalırsan, ben ölürsem ne çıkar
Ruhlarımız buluşur elbet “Tanrıdağı”nda…
Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmemektir.
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;
Kahramanlık: Saldırıp bir daha dönmemektir
Atsız’a göre hayatın anlamını kavrayan bir insan ancak bir ülkü (Kızıl Elma) için öldüğünde bahtiyar olabilir: “KIZIL ELMA uğrunda kılıç çekince kından,/Bahtiyarlık denen şey artık geçmez yakından;/ Mesut olup gülmeyi sök, çıkar hatırından./ Belki öldükten sonra bir parça güleceksin”
(“Türk Gençliğine”)