Soner yalçın yine kendi tarzında incelemiş gıda teröründeki yapılan pislikleri en ince ayrıntısına kadar, yoğurttaki yapılan hilelerden tutunda rockeffler ailesine kadar. Okuduktan sonra ister istemez yeme içme alışkanlığınızı değiştirmeye ve yediklerinizi araştırmaya başlıyorsunuz, tavsiye ederim hele ki çocuk yetiştiriyorsanız kesinlike tavsiyemdir.
Burada Soner Yalçın'a ufak bir eleştiride bulunmak istiyorum her kitabında yapıyor bunu, bazen konu ile ilgili aşağıdaki açıklamaları o kadar uzun oluyor ki okuduğun konudan kopmaya başlıyorsunuz lütfen buna çare bul:)
Ne kadar acımasız yaratıklarız, kimimizin acısı bir başkasının sevinci olabiliyor.
Zekamızın diğer canlılara göre daha gelişmiş olmasının getirdiği dezavantajlardan olsa gerek.
Şöyle iki insan bir araya gelsin biri Anya'dan diğeri Konya'dan otursunlar parktaki banka saatlerce dertlerini anlatsınlar birbirlerine. Anladıkları kadar yorum yapsınlar birbirlerinin dertleri hakkında sonra hiç bir şey yokmuş gibi kalkıp gitsinler
Ohh ne güzel pisikolojik tedavi yöntemi, bunun için para harcamaya gerek yok.