“Yine de,
Bir adın kalmalı geriye.
Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde!
Aynaların ardında sır;
Yalnızlığın peşinde kuvvet!
Evet nihayet;
Bir adın kalmalı geriye,
Birde o kahreden gurbet.
Beni affet!
Kaybetmek için erken,
Sevmek için çok geç!”
Ay doğarken bir söğüdün ardından,
Göl yüzünde sisli bir esintiyle,
Akşamın göğsüne hüzün serperek,
Ve yağmurdan geceye
Çiçekli perdeler çekerek,
Beni düşün!
Beni düşün, unutma...
Öyle bir iki yıl yetmez tanımak için bir erkeği,
Onlar yalnız mide, bizse yalnız yemeğiz,
Karınları açken tıka basa yerler bizi,
Ama bir de doydular mı kusup atarlar...
Ah bebeğim, ah.
Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının,
Dudaklarına sızınca farkedersin.
İçindeki vurgun aşklar mezarlığında,
Ayrılık, ölümden üste yazılınca,
Gideni durdurmaya yetişmez sesin...
Bir inme gibi dolaşır bedeninde pişmanlıklar,
Neylersin...
y.hayaloğlu/bir intihar gibi puşt olmuş bu sevdalar...
İçimi kemiriyor, bir uyurken mutluyum
Yalan da olsa, bir umut bırakmıştım
Acil durumlar için minicik bir avuntu
Belkide beni sevmişti gerçekten
Hassiktir çekecek zaman değil
En tutarlı olan ben olmalıyım
Çünkü bütün suç sadece ve sadece benim.
Ne geçmiş ne gelecek
Şu an bile hiç yok gibi
Bu kadar mı büyüksün ey aşk
Gerçekten bu kadar mı güçlüsün
Her şeyin üstünde
Her acının önüne geçecek kadar mı?
“Eğer sen bir yeri seversen, orası dünyanın en güzel yeridir. Eğer sen, dünyanın en güzel yerini sevmezsen; orası dünyanın en güzel yeri değildir! Bir insan yaşadığı yeri niye sever? “Başka çaresi yoktur da ondan!”
Beni düşün, şehre her yağmur yağdığında,
Islak ve kırılgan bir türkünün içinde...
Göğsünden dudaklarına doğru,
Sancılı bir isyan kabardığında;
Bastırarak kalbini avuçlarınla
Sesini okşadığımı bil!..
Bil ki yalvarırcasına,
Uzayan yollara dağılırcasına,
Sonsuz bir mahşerin ortasında,
Bir zemzem suyu gibi,
Seni, seni özlüyorum...
"Vaz geçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri avuc açmaya değmez,
Değilmi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değilmi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değilmi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş hor görülmüş el emegi göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa derken mertlik bozulmuş,
Değilmi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değilmi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değilmi ki kötülükler kadı olmuş yemene,
Vaz geçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız koymak varya o koyuyor adama.."
Shekspeare