Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rümeysa Kıbrız

Rümeysa Kıbrız
@Rumkbrz
Yüce Rümeysa Hazretleri
Bazen hayatının kontrolden çıktığını sanarsın ama çıkmaz.
Reklam
İçime de atabiliyorum. Düşünceme yön verebiliyorum. Bir durumu kabullenebiliyorum. Söylemem gerekeni söyleyebiliyorum.
İnsan kitap okumayı bıraktığını bir kitabı okumaya başladığında fark ediyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İlk defa insanlara tahammülüm kalmadığını fark ediyorum..
Bence her şeyi kendimde görmeliyim. Sende gördüğüm her hata ve meyili ben de yapabileceğimden imkan gördüğümden ve eşek gibi insan gibi yılan gibi korktuğumdan sorun ediyorum. Ama nevertheless şerefsizin teki olacak kanallara girmen benden ötede bir yerde yıldız gibi parlıyor pislik!!! 😀😃🤩🤩🤩
Reklam
Yine küçük şeylerden büyük şeyler çıkarmaya başladım..
Değişim
Değişirsin. Bu değişmeyi sanata dönüştürmek değişmekten daha önemlidir. Yoksa bu süreçte ezdiğin ruhlar ve kırdığın dallar beyninde süpürülmeden kalır. Sanatla değiş, dans ederek; öpüşerek değiş!.. Kendi dudağını öpmekle başla! Sonra sırasıyla dünyaya bildiride bulun içini. Ağzından portakal çiçekleri saçılsın. Kötü hiçbir şeye yer kalmadan. Kötülüğe elek olacak senin güzel kokulu ağzın ...
"Sen beni bir ayda unutursun Ben seni bütün gezegenlerde ararım"
Aynen böyle! Sakın bana kendini tamamen verme! Bende her zerrene karşı olan büyük ihtiyaç, senden çok şey götürecek çünkü. Bana yavaş yavaş eklenen serum olmaya devam et! Daha uzun süreriz böylelikle!
O gece hiç uyumamıştı. Yatağı tekmelemişti. Annesini düşünmüştü. Aşkını düşünmüştü. Plan yapmamıştı. Gezmek içinden gelmiyordu. Elinden telefon düşmüyordu. Müzik zehir gibi akıyordu karanlığa. İşaretler geri dönmesini defalarca işaret ediyordu. Herkes O'rayı gösteriyordu. Kalbi bile ... ❤
Reklam
“...Akıl yürütme, diyor Schopenhauer, dişil bir doğaya sahiptir: Ancak, aldıktan sonra verebilir. Beyin, zaman ve uzam içinde sürüp giden şeyler hakkında enformasyon olmadan çalışamaz. Ne var ki, dış dünyanın şeyleri ve olaylarına dair saf duyusal düşünceler, zihni ham, işlenmemiş halleriyle işgal etmiş olsalardı, enformasyonun pek de yardımı dokunmazdı. Sürekli yinelenen tikellerin bitimsiz gösterisi bizi uyarabilirdi uyarmasına, fakat bize yol gösteremezdi. Biz tikel içinde genelliği bulmadıkça tek bir şey hakkında, bireysel bir şey hakkında öğrenebildiğimiz hiçbir şeyin yararı olmaz. Demek ki zihnin, dünya ile başedebilmek için iki işlevi yerine getirmesi gerektiği açık. Enformasyon toplamalı ve bu enformasyonu işlemelidir. Bu iki işlev teoride düzgün şekilde birbirinden ayrılmıştır. Fakat pratikte de ayrılar mı? acaba. Tıpkı, ağacı kesen kişiye, kereste deposuna ve marangoza, ya da ipek böceğine, dokumacıya ve terziye ayrı ayrı işler düşmesinde olduğu gibi, bu işlevler de işlem dizilerini, birbirini dışlayan alanlara mı ayırıyorlar? Bu tür makul bir iş bölümü, zihnin işleyişinin kolayca anlaşılmasını sağlardı. En azından öyle görünüyor. Benim iddiam şu: Tam da algılama, şey tiplerini, yani kavramları topladığı içindir ki, algı malzemesi düşünce açısından kullanılabilir hale gelir; Tersinden söylersek, duyu malzemesi olmasaydı zihnin düşüncesini sağlayacak bir şey olmazdı....” –Ruldolf Arnheim
hız yasağı
Kitaplarla aramdaki ilişki salyangozla topraklı yolun sürtünerek yolun gerçekte olduğundan çok daha uzaması durumudur. Üstelik iz bırakan ve kitapta derin yaralar açan bir okuyucuya dönüşüyorum. sizin okumanız nasıl betimlenirdi? Okumanız nasıl anlatılırdı?
korku yok
korku yok müthiş dalga var okyanus boyu yürüyoruz elimizde terlikler var geçenler var yanımızdan korku yok... sene bitince bir mucize kuş tüyü dağın sırtı yanmış parıldayan arabalar uzaktan parıl parıl... hüzün cümleleri sayılar boğuşuyor günler beni de al ıssız toprağımdan saat üçte buluşalım sarmaşıklı merdivenden çıkalım korku yok...
Hep yol almak isterim, hiç duramam yerimde, Tanığımdır dalga, o denizde titriyorsa, Rüzgara seslenirim: gidelim! rüzgar dönse, Dalgadadır sıra: Haydi daha uzağa! ~ Victor Hugo, "Hep Yol Almak İsterim, Hiç Duramam Yerimde"
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.