Birleştiğimiz noktalar ne kadar çok olursa olsun, ayrı olduğumuz yerler de vardı ve bir taraf diğer tarafa kolayca uyuyorsa, bunu ancak ehemmiyetli bulduğu bir gaye uğruna yapıyordu.
Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu.. Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya, ruhumuzla yaşamaya başlıyorduk.
İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rasgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkca birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
Dadı hər zaman fərgli olan xoşbəxtlik isə zəhmət tələb edir. Sən divanda uzanıb dincəlməklə məşğulsansa, o öz özünə gələn deyil, heç olmasa, yerindən durub qapını açmalısan.