Ebeveynlerim birbirlerine sarılarak dans ettiler; annemin başı babamın göğsüne yaslıydı ve ikisinin de gözleri kapalıydı. Hallerinden tamamıyla memnun görünüyorlardı. Öyle birini, yani size sarıldığı zaman hiç düşünmeksizin gözlerinizi dünyaya kapayabileceğiniz bir kişiyi...
Çocukken geleceğe pek kafa yormayız. Bu masumiyetimiz sayesinde çoğu yetişkinin aksine hayatın tadını çıkarabiliriz. Gelecek kaygısı duymaya başladığımız gün, çocukluğumuzu geride bıraktığımız gündür.
Zihnimizin sahip olduğu en büyük beceri belki de acıyla başa çıkmaktır. Klasik yaklaşım bize herkesin ihtiyacı doğrultusunda geçtiği dört kapı olduğunu öğretir.
Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm açıdan kaçabileceğimiz bir sığınak sağlar. Bir insan...
Aynı suçluluğu ondan çaldığım üç kalem için de duydum, fakat sadece bir saniyeliğine. Onları geri vermemin münasip bir yolu olmadığından bir hokka da mürekkep yürütüp dükkandan ayrıldım.