youtu.be/mbVNsRp1lno
Bazen gitmemişsindir,gönderilmişsindir.
Kapı yüzüne kapanmıştır.
Ne yapacağını nereye gideceğini bilmeden
Arkanı dönüp küçük adımla yavaş yavaş gidersin.
Belki kapı açılırda bir ses sana gitme diye durduracağını sanırsın
Ve arkadana bakarsın
Ama o kapı kapandığın an buz kesilmiş soğuk havalar estirmiştir.
Ama yine de bir umutla derinden bakarsın.
Çünkü orda bıraktığın bedeninden kalma ruhun var...
Bazen gitmemişsindir,gönderilmişsindir...
Küçükken dışarda oyun oynarken.Neden erken akşam oluyor diye üzülürdüm.Çünkü akşam olunca evdekiler eve çağırırlardı ve oyna doyamadan eve giderdim.Birgün zamanı durdurursam istediğim kadar oyun oynarım diye saattin pilini çıkardım ve artık akrep ile yelkovan dönmüyordu.Oldu bu deyip dışarı oyun oynamaya çıktım.Oyun oynarken etrafımın gittikçe karardığını ve sokak lambaların sarımsı rengi belirlemeye başlamıştı.Bu işte bir terslik var diye hemen saatte bakmaya içeriye koştum.Yok saat çalışmıyordu.Peki neden akşam oldu?
Sonradan farkettim ki zamana savaş açarken.
Zamana hayat yardım etmiş.Zaman ile hayat beni yenmiş hiç farkına varmadan beni yenip bitirmiş yaşlandırmış...
Yani zamanla yarışamaz olmuşum...
Artık zaman ile hayatın birlikteliğiyle yaşar olmuşum...Kendim değil zaman ile hayatı yaşamışım...
Söz verdiğim kitaplar kargoya verildiğine göre yeni bir çekiliş yapma zamanı geldi. 8 Eylül tarihine kadar beğenen ve yorum yapan kişiler arasında yapılacak çekiliş ile aşağıda belirttiğim 5 büyük eseri kapınıza göndereceğim. Şimdiden iyi şanslar
Milena’ya Mektuplar – Franz Kafka
Şeker Portakalı – José Mauro De Vasconcelos
Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
Sol Ayağım – Christy Brown
Çavdar Tarlasında Çocuklar – J. D. Salinger
Kadın olmak masallarda bile zor;
Ya 7 tane minicik adamla yaşarsın, ya kurbağa öpersin, ya en sevdiğin meyveden zehirlenirsin, ya kuleye kapatılırsın, ya saçlarını elin adamı tırmansın diye uzatırsın, ya gece 12'de külkedisine dönersin. Ve en kötüsü de bazen, seni sadece ayakkabı numarasından tanıyan bir salağa aşık olursun..
Hani hep "konuşmaya çok ihtiyacım var" diyoruz Ya, aslında konuşmaya değil herhangi birine ihtiyacımız var.
Belki yanında sadece susabileceğimiz Biri,
Belki omzuna yaslanıp öylece duracağımız Biri,
Belki aynı şarkıyı aynı anda dinleyeceğimiz Biri,
En çok böyle biri olmalı. Ne arkadaş ne sevgili. Benim hiç kaybetmekten korkmadığım biri olmalı yanımda..
Alıntı
'‘Bakışların ışık mı?
Saçların sarmaşık mı?
Yıldız mısın, güneş mi?
Alev misin, ateş mi?
Neden sessiz bakıyorsun?
Beni niçin yakıyorsun?
Çiçek gibi her bir yanın.
Söyle, nedir senin adın, sanın?"