Okullardan denetmenler, eleştirmenler, bilgili insanlar ve hayal gücü kuvvetli yaratıcılar yerine koşucular, atlayıcılar, yarışçılar, vasıfsız işçiler, gaspçılar, kapkaççılar, havacılar ve yüzücüler çıktıkça ‘entellektüel’ kelimesi tam da hak ettiği şekilde küfür haline geldi tabii. İNSAN BİLMEDİĞİ ŞEYDEN KORKAR HEP. Senin sınıfındaki sıradışı ölçüde ‘zeki’ çocuğu, diğerleri kurşun putlar gibi öylece oturup ondan nefret ederken derslerde öğretmenlerle en çok konuşan ve yanıt veren oğlanı hatırlarsın. Okul çıkışı dövüp işlence etmek için seçtiğiniz kişi de bu zeki çocuk değil miydi? Tabii ki oydu. Hepimiz birbirimize benzemeliyiz. Anayasanın dediği gibi herkes hür ve eşit doğmaz ama herkes eşit hale getirilir. HER İNSAN DiĞER HERKESİN SURETİDİR; o zaman herkes mutlu olur çünkü sinmelerine yol açacak kendilerini kıyaslayacak dağlar yoktur. YANDAKİ EVDE BULUNAN BİR KİTAP, DOLU BİR TABANCADIR. Yak onu. Silahın mermisini al. Adamın zihnine zorla gir. OKUMUŞ ADAMIN HEDEFİNİN KİM OLACAĞINI KİM BİLEBİLİR?
Tehlikelidir bilginin azı./ Ya kana kana iç ya da hiç tatma Piyerya Pınarını;/ Oranın sığ akıntıları beyni sarhoşlaştırır,/ İçmekse bizi büyük ölçüde ayıltır.’
Dünyayı gör. Fabrikalarda üretilen veya bedeli ödenen herhangi bir rüyadan daha fantastiktir o. Garanti isteme, güvenlik isteme... .........ağacı sars ve o büyük tembel hayvanı kıçının üstüne düşür.