Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
***
Hüseyin Nihal Atsız
Geri Gelen Mektup
HESTER
-Evet, anne babaların günahının cezasını çocukları çekmelidir. Bu bir yasa. Tanrı'nın yasası.
.
.
.
HESTER
-Yanıldım. Tanrı'nın tek bir yasası var, o da Sevgi.
LORD ILLINGWORTH
-Yaşlanmaya hiç niyetim yok. Ruh yaşlı doğar, ama giderek gençleşir. Bu hayatın komedisidir.
BAYAN ALLONBY
-Beden ise genç doğar, ama giderek yaşlanır. Bu hayatın trajedisidir.