Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

A.KIL

A.KIL
@Seretan34
-Neler okuyorsunuz efendim? +Kelimeler, kelimeler, kelimeler!
İşte tam da bu noktada devletin kimlerin elinde olduğu, bu kesimlerin çıkarlarının iktisadi gelişme yönünde olup olmadığının sorulması gerekiyor. Devlet politikalarının ve kurumların oluşmasında ülke dışındaki güçlerin etkili olduğu, örneğin bir ülkenin sömürge konumuna düştüğü durumlarda ise, devlet politikaları iktisadi gelişme yerine ülke dışına kaynak aktarımını hedefleyebiliyor, kurumlar da ülke içinde birikim ve iktisadi gelişme yerine ülke dışına kaynak aktarımını kolaylaştıracak yönde biçimlendirilebiliyor. Örneğin 19. yüzyıldaki ve 20. yüzyılın ilk yarısındaki örneklere bakıldığında, sömürge yönetimlerinin sanayileşmeye destek sağladıkları pek görülmüyor, sömürge yönetimleri bağlı bulundukları ülkenin çıkarları doğrultusunda açık ekonomi koşullarını ve tarımda uzmanlaşmayı tercih ediyorlar.
Sayfa 49 - RemziKitabı okudu
Reklam
İsmet Paşa ile istişare
… NATO'ya girmemiz lâzım mıdır, değil midir, bunu soruyorum. Sonra devletin öyle sırları vardı ki onları çelik kasalara dahi emanet edemezsiniz. Bana ne devrediyorsunuz?" 123
Sayfa 123 - postigaKitabı okudu
Köy Enstitüleri Hakkındaki Görüşleri:
- Doğru, köylü çocuğunu okutmak için kurulmuştu. Ama kısa dönemde bu okullara Komünist fikirler aşılanmaya başladı. Bu hususta Şevket Süreyya ile Tonguç'un faaliyetleri ve telkinleri vardır. İsmet Paşa, bir zamanlar Şevket Süreyya'nın tesiri altında kalmıştı. Bunu iyi bilirim. Şevket Süreyya bir "Kadro" dergisi çıkararak İsmet Paşa'nın iktidarına destek vermiştir. Onun maksadı Türkiye'de komünist akımlara zemin hazırlamaktı.
Sayfa 104 - postigaKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
- Atatürk'ün resmi, paralardan ve pullardan atılmış, yerine İsmet Paşa'nın resmi konmuştu. Bu hareket hiç hoş karşılanmadı. Valiler, Atatürk'ün resminin ve isminin yerine İsmet Paşa'nın resminin ve adının yazılmasına isyan ettiler. Bu tepki üzerine İsmet Paşa adını ve resmini paralardan ve pullardan çıkarttı.
Sayfa 98 - postigaKitabı okudu
27 Mayıs Hakkındaki görüşleri:
- 27 Mayıs Hareketi'nin, ne olduğunu söylemek lazım. 27 Mayıs Hareketi bence, Halk Partisi'nin, İsmet Paşa ve et- rafındaki mutaassıp ve müfrit beş-on kişinin hareketinden başlamış bir fiildir. Ve onların da maksatları, fikir muhale- fetinden ziyade, şahsi ihtiras tasarısıdır. Buna da kânîyim. Bunun da ifade edilmesi lazım. İsmet Paşa, son zamanlar- da adeta çılgın bir hale gelmişti. 27 Mayıs'ı desteklemekle doğru yapmadı.
Sayfa 60 - postigaKitabı okudu
Reklam
Serbest Fırka Hakkındaki görüşleri:
- Atatürk samimi olarak bir muhalefet partisinin kurulmasını ve bu partinin Meclis'e girerek Hükümet'i murakabe etmesini, yani kontrol etmesini istiyordu. Ve bu iş için de Fethi Bey'i münasip görmüştü. O da bunu kabul etti. Fakat teşkilatını yapamadan sokağa çıktı. Teşkilatsız bir şekilde particilik yapmaya kalkıştı. Partiye kimler katıldı, bunları takip etmedi. Bu ise başına dertler açtı. Ortay çıkan taşkınlıkları önleyemedi. Partisi kapatıldı. Benim fikrim, kanaatim bu.
Sayfa 52 - postigaKitabı okudu
1960 Anayasa komisyon raporundan...
Meşruiyet bakımından da durum aynıdır: Bir hükümetin meşruiyeti sadece menseinde, yani iktidara gelişinde değil, iktidarda, kendisini bu mevkie getiren Anayasaya riayeti ve millet efkârı, ordu, yargı ve bilim kuruluşları gibi kuruluşlarla işbirliği yaparak, hukuk nizamı içinde yaşaması ile ve devamı ile mümkündür. Halbuki hükümet ve siyasi iktidar, bir taraftan Anayasayı ihlal etmiştir; kanunsuz icraatta bulunmuştur. Diğer taraftan hükümetin bir muvazene, sükûn ve huzur amili olması gerekli olduğu halde hükümet, devlet kuruluşlarını, politik ve sosyal kurumları ve hatta bunların içinde yaşayan insanları birbirine düşürmek, halka ve dış âleme karşı bunları kötüleyerek bir anarşi amili yapmak suretiyle meşruiyetini kaybetmiştir.
Sayfa 461Kitabı okudu
İktidarla muhalefet arasındaki münasebet, şuursuz bir çekişme ve dalaşma halinde soysuzlaşırsa, demokratik rejimin atisi (geleceği) yoktur.
Sayfa 39 - remziKitabı okudu
Toprak ağası nasıl olunur?
Bu uğursuz topraklarda her gözü kapanan askerin köydeki toprağına, hemen bir ağa eli musallat oluyordu. Ve sonra savaşlar, boyuna savaşlar: İtalya ile savaş, Balkan Savaşı, Umumi Savaş!.. Hele Umumi Savaş bize, belki de 3 milyon insanın hayatına mal olmuştu. Bu arada bir Ermeni tehciri de oldu ki, en az 1.000.000 Ermeni'nin terk ettiği toprakların hepsi, hükümetin değil, kayıtsız şartsız bu ağaların, beylerin mülkiyetine geçti!
Sayfa 312 - remziKitabı okudu
Ne şuursuz bir ifade...
"milletlerin savaşa girmesi, ağaçların budanması gibidir." Memduh Şevket Esandal (1941-1945 yılları arasında CHP Genel Sekreterliği yapmış olan diplomat ve siyasetçi)
Sayfa 269 - remziKitabı okudu
Reklam
Yol yok yol...
Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye, gene de dışarıdan un ve yiyecek madde ithal etmekteydi. Un, başlıca ithal maddelerimizden biriydi. 1923'te ithalatın % 27'si gıda maddeleriydi. Bu miktar 1926'da % 15'e düşmekle beraber, hatta 1928'de gene de % 18.50 oranında yer alıyordu. Bunun bir sebebi de, memleketin içeride kalan üretim sahalarından, Istanbul, İzmir gibi şehirlere olan nakil zorluğuydu. Demiryolları az, navlun pahalıydı. Meselâ düşünmeli ki, 1926'da bile Adapazarı'ndan patates Istanbul'a, Marsilya'dan gelen patateslerden daha pahalıya mal oluyordu ve Merzifon pirinci Samsun’da Hindi-Çin pirincine rekabet edemiyordu.
Sayfa 351 - RemziKitabı okudu
Bürokrasi; ıslahat fikrini ve ıslahatçı çabaları daima yenmiştir.
Sayfa 313 - RemziKitabı okudu
Küstahlığın reddiyesi
Lord Curzon, saatine bakar ve: -İsmet Paşa, memleketinizi kurtarmak için ancak yarım saatiniz var! .... -Türk Milleti Hakimiyetine aykırı hiçbir kaydı kabul etmem
Manası çok derin.
"Kumanda ve siyasi mücadele hayatında sırası geldiği zaman, çekilmesini bilen adam, memlekete az bir zamanda yeniden hizmet ve fikirlerini yürütebilecek bir vaziyete girer." 21.12.1920 (Çerkes Ethem'e çektiği telgraf)
Sayfa 164 - RemziKitabı okudu
(31 Mart Vakıası öncesi)
Araya birtakım tahrikler ve tahrikçiler de karıştı. Din, İman, Şeriat sloganları gene ters yollarda işletilmeye başlandı. Kışlalara din adamı, imam, hatip, şeyh sıfatı altında birtakım sarıklı tahrikçiler musallat oldular. Gavurluk, dinsizlik, Ulu Hakan sözleri gene leblebi gibi çiğnenmeye girişildi ve tabiî netice pek çabuk patlak verdi.
Sayfa 55 - RemziKitabı okudu
95 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.