Mısır'daki Müslüman Arap kardeşlerimizin İngilizlere kucak açarak, Müslüman Türklerin kanını dökmelerine bilhassa yardım ettikleri kesindir. O halde bize asırlardır bellettirilen bir Müslüman Ümmet Birliği'nden bahis etmek sadece bir hayal mahsulüdür veyahut da riyâdır.
'-Kitleler her zaman böyledir' diye karşılık verdi Ömer. 'Belirsizlikten her zaman korkarlar, bu yüzden açık bir yalanı ulaşılmaz gerçeklere yeğ tutarlar. Hele bu yalanlar ne kadar ulvî ve yüksek olurlarsa, değerleri de o kadar artar.
İktidar kanla beslenen bir organizmadır. Kendisini yöneten insanları güç kadar kötülükle de ödüllendirir. İster Romalı olsun, ister Osmanlı, birkaç istisna dışında eline kan bulaşmamış hükümdar yok gibidir."
Şehrimize sahip çıkalım, İstanbul Kültür Başkenti filan hepsi yalan. Hepsi ucuz propaganda... Belediyeler, valilik, hükümet, devlet, vatandaş, hepsi yalan söylüyor. Hepsi sahtekâr..."
İstanbul kimsenin umurunda değil.
Gözlerinin önünde gelecekleri çalınıyor, bana mısın demiyorlar. Bu şehrin insanları çok vicdansız, çok vefasız, çok cahil.
Biz ya Gazi Paşa duyarsa diyoruz, korkmuyorlar. Duysa ne olur diyorlar. Biz ne zor günler yaşamadık mı? Biz ne acılar çekmedik mi? Ne demişti Gazi Paşa o zamanlar, hatırlayınız: Geldikleri gibi giderler! Ama gaflettekiler geldikleri gibi gideceklerinin farkında bile değiller!
onu yalnızca ben o kadar yürekten ve o kadar fazla seviyorum ki, ondan başka ne bir şey tanıyor, ne bir şey biliyorum; ondan başka da bir şeyim yok zaten!
Anladığım, baş sıkışmadıkça, Atatürk akla gelmiyor bizim ülkede! Ben söz verdim Atatürk adına, Atatürk Devrimleri adına ve iki terörist geldi teslim oldu, silahlarıyla birlikte.