"Bak kırmızı bir Unicorn!" Dedi, parmağıyla ormanın içinden bir yeri işaret ederken. "Burasının o kadar da kötü bir yer olmadığını söylemiştim" dedi hafif cilveli bir eda ile. Bense başına kılıç saplanmış, her yeri kan içinde çığlık atan o ata bakakalmıştım.
Karşımdaki adama baktım, maskesi sadece gözlerini görmeme izin veriyordu. Gözlerini gösterdiğine göre bu adam dürüsttü, güvenebilirdim. Bana yaklaştı, kulağıma fısıldadı:
"Maskeni tak çabuk," dedi. "Mutsuzsun. İnsanlar bunu gösteriş olarak algılamadan önce, maskeni tak."
Dün Arkadaşım ile birlikte Beyaz Geceler hikayesinin tiyatro gösterisine gittik. En önün bir arkasında olduğum için oyuncular aşırı yakındı. Gösteriyi iliklerime kadar hissettim ve her anını kitaptaki ile bir kıyas yaptım.