Küçücük bir hayata sığdırırsın koskocaman hayallerini... Bir an gelir ve yaşadığına şükredersin, aynı zamanda da bazı zamanlar vardır ki hayattan soğutur insanı.
Bazen başından geçen bir olay mezara kadar gelir oturur aklının bir köşesinde unutmak istedikçe daha derine kazınır her unutmaya çalıştığında tekrar hatırlarsın...
Ve her seferinde yine en son unutmaya çalıştığın zaman gelir aklına...
Önce ve daha önceki zamanlarda olduğu gibi.
Bir öykü kitabı diye başladığım ama, sanki ne olduysa her kelimesini her cümlesini her satırını yaşadığım ve bunun Roman niteliğinde olduğunu düşünememe sebeb olan yaşanmışlığı hissettiğimde öykü demeye bin şahit lazım desem yeridir.
İçinde, yani taşların içinde kaybolmak üzereyken birisinin gelip o taşları bir bir alıp denize fırlatmasıyla denizin serin sularında sekerek karşı kıyıya geçtim bazen.
Bazen narin bir el tuttu beni, bir hanımeli.
Bazen acıyan bakışları hissettim üstümde.
Bazen benden başkaları da benimle gurur duydu.
Bazen nefessiz kalıp bir balık yutsun istedim beni.
Bazen Bazen...
Yaşadım ve kitaplardaki o içine çeken enfes beni bitirmeden yatma sakın pişman olursun duygusuyla okudum hep...
Eline sağlık yüreğine sağlık duygudan duyguya sokan satırların hiç tükenmesin...