Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şahin

Güven
Ben işte bu kararlamalardan ilham alarak bir ökse hazırladım ve Malcom X'e de bu ökseye tutuldu. Kağıt peçetelerden birinin üzerine, ''Kadının ağlayıp durması, paçayı ancak ağlarsa kurtarabileceğine inanmasındandır.'' diye yazmıştı. Ben de bir gün tuttum lafı kadın konusuna getirdim. Malcom X, bir yandan kahvesini yudumlamaları, bir yandan da önündeki kağıda bir şeyler karalamaları arasında, birden kadın konusunda da eleştirel tutumunu ve şüpheciliğini ağzından kaçırıverdi. ''Hiçbir kadına yüzde yüz güvenemezsiniz.'' dedi. "Ben yüzde yetmişbeş güvenilecek bir tek kadın tanıdım onunla da evlendim. Bunu kendisine de söylemişimdir." dedi. Aynen sana söylediğim gibi ona da söylemişimdir ki, ''Ben kadınları ya da dostlara tarafından mahvedilen nice insanlar tanıdım.'' ''Hiç kimseye tam olarak güvenmem.'' diye devam etti. Kendime bile, kendi kendilerini mahveden bir sürü insan tanımışımdır ben. Başkalarına olan güvenim sıfırdan başlar, yükselir gider. Tıpkı muhterem Elijah Muhammed'e olduğu gibi, Malcom X bundan sonra bana dik dik baktı. "Size de yüzde yirmibeş civarında güveniyorum."
Reklam
SD ile BD
Burada bütün KD'leri öldüren BD'ler için savaşan bir SD tarafından öldürülmüş bir SRD yatmaktadır. (Malcom X tanıdıktan sonra bunu deşifre etmek de zor değildir. KD kızı derili, BD beyaz derili, SD siyah derili ve SRD de sarı derili anlamına gelmektedir). SD gözlerimizi oymuş olan BD'ye toz kondurmuyor. Gözlerimizi oymuşlar, şimdi de göremiyoruz diye bizi kınıyorlar.
Sert Adam
Zaman zaman aksilikler de çıktı. Bir akşam Malcolm X stüdyoma beklediğim saatten erken çıkageldiğinde ben stüdyoda bir beyaz arkadaşla birlikteydim. Arkadaşım çıkarken Malcolm X de içeri geliyordu ve koridorda karşılaşmışlardı. O akşamki çalışmamız boyunca Malcolm X'e sanki en çok kuşkulandığı o şeyler olduğu gibi doğru çıkmışçasına garip bir hal vardı. Başka bir günde Malcolm X elinde tuttuğu pasaportunu sallaya sallaya bana İslami örgütünün meziyetlerini anlatırken birden elindeki pasaportun üzerine delinmiş numarayı okumaya çalıştığımı fark edince öfkeden kıpkırmızı oldu ve pasaportunu ani bir hareketle burnuma dayayarak kükredi: ~Numarayı doğru al ama doğru alsan da bu beyaz şeytanın zaten bilmediği bir şey değil. Pasaportu bana kendisi verdi.~

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Malcolm X kızarsa
Yayıncıya ve danışmanıma gayrimüslimlerin huzurunun Malcolm X'in nasıl kolayca kaçırılabileceğini anlattım. Örneğin bir keresinde beni arabasıyla metroya kadar götürmeyi teklif etmişti de, ben de arabada sigara yakmaya yeltenince soğuk bir gülümsemeyle, beni süzerek, ~yakarsan arabamda sigara içen ilk ve son insan sen olacaksın.~ demişti.
Vaat
Peygamberimiz Ammar'a babasına ve annesine yapılan işkencelerin ne kadar ağır olduğunu görmüş ama sadece "Sabır, Yasir ailesi Allah size cenneti vaat etti."demiştir. Habab bin Eret şöyle rivayet etmektedir. Allah'ın Resulü'ne Kabe'nin gölgesine dinlenmekteyken yakındık. Neden Allah'tan bize yardım etmesini istemiyorsun, neden bizim için dua etmiyorsun dedik. Allah Resulü şöyle cevap verdi. Sizden önce insanları yakalayıp yerin içine kazılmış bir çukura, yarı beline kadar gömüyor, sonra kafasını ikiye ayrılacak şekilde kesiyor ya da eti ile kemiği arasına demir taraklar sokarak işkence yapıyorlardı. Ama bu bile onları dinlerinden durdurmaya yetmiyordu. Allah ne yücedir! O dinini tamamlayacaktır. Ve öyle bir zaman gelecektir ki bir kişi san'a'dan hadramut'a kadar tek başına at sürse de Allah'tan ya da bir kurdun kuzusunu kapmasından başka bir şeyden korkmayacaktır. Ama sizler çok acele ediyorsunuz.(Buhari)
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
Mümin
Bir müminin dinden, karakterden, yüksek değerlerden, soylu göreneklerden ve temiz, saf ve güzel ne varsa hepsinden mahrum olan bir toplumda dinine sahip çıkmalı, onun sahip olduğu en değerli şey olduğu için korumalıdır. Diğerleri onun diniyle alay edeceklerdir, düşünceleri dalga geçeceklerdir, taşıdığı ve gurur duyduğu değerlere güleceklerdir. Ama bunlar bir müminin kalbini zayıflatmaz, bu istizalara, alaylara ve gülüşlere yukarıdan bakacaktır ve inancın uzun ve aydınlık yolunda ilerleyen en yüce ruhlardan birine sahip olan Nuh peygamberin söylediklerini söyleyecektir. Nuh gemiyi yapar, ileride gelen soydaşlarının yanından geçen her grubu kendisine alay aldı. Nuh da onlara dedi ki, "siz bizimle alay ediyorsunuz ama şimdi siz bizimle nasıl alay ediyorsanız ilerde biz sizinle alay edeceğiz".(Hud, 11/38)
Sayfa 158Kitabı okudu
Mümin-ler
Mü'minlerin sayısı üçe ulaştığında bu akide onlara "Artık bir topluluk haline geldiğiniz, seçkin bir İslam topluluğu oluşturduğunuz, bu inanca göre yaşamayan ya da onun temel öncülünü kabul etmeyen cahiliyet toplumundan ayrılın." Artık İslami toplum gerçekten var demektir. Bu üç kişi on kişi haline gelir, ondan yüze ulaşır, yüzken bin olur ve binken on binlere ulaşır. İslami toplum büyür ve yapısı kurulur.
Sayfa 116Kitabı okudu
Aile
Eğer bir toplumun temeli ailede, bu ailenin temeli yaşam arasındaki iş bölümünde yatıyorsa ve ailenin en önemli fonksiyonu çocuklukların yetiştirilmesi ise, böyle bir toplum medenidir. İslami yaşam sisteminde böyle bir aile içinde insani değerlerin ve ahlakın gelişip yeni neslin içine işlediği bir toplum oluşturur. Bu ahlaki değerler aile birimi olmadan varlığını sürdüremez. Diğer yandan, eğer toplumun temeline serbest cinsel ilişki ve gayri meşhur çocuklar yatıyorsa, bir kadınla erkek arasındaki ilişki, şehvet, arzular ve heves üzere kurulmuşsa, iş bölümü ailevi sorumluluklara ve fıtri yeteneklere göre belirlenmemişse, eğer kadının görevi yalnızca çekici, seksi ve işveli olmaksa ve eğer temel görevi olan çocuk yetiştirmek elinden alınmışsa, eğer kendi isteğiyle ya da toplumun talebiyle bir otelde ya da hava şirketinde hostes olmayı tercih ediyorsa, yani maddi üretim insan karakterinden daha önemli, değerli ve saygıdeğer kabul edildiği için yeteneklerini insanların eğittiğimi yerine maddi üretim için harcıyorsa, o zaman o uygarlık insani bakış açısıyla 'gerici', İslami terimlerle 'cahili'dir.
Sayfa 111Kitabı okudu
İnsan Medeniyeti
Bir toplumda egemenlik yalnızca Allah'a ait olduğunda ve bu ülke yalnızca O'nun koyduğu yasaları uyularak gösterildiğinde, işte ancak o zaman o toplumdaki her birey başkasının kölesi olmaktan kurtulur ve gerçek özgürlüğünün tadını alabilir. İşte yalnızca bu "insan medeniyeti"dir. Çünkü insan uygarlığının temelinde her insanın tam ve gerçek özgürlüğü ve toplumun her bireyin saygınlığı yatmaktadır. Diğer yandan insanın
Sayfa 107Kitabı okudu
Cahil toplumlar
Müslüman toplumlar haricindeki tüm toplumlar cahili toplumlardır. Daha ileri bir açıklama yapmamız gerekirse, kendine inanç, fikir, ibadet hakkındaki görüşler ve yasak düzenlemeler düzleminde yalnızca Allah'a teslimiyete adamayan her toplum cahili toplumdur.
Reklam
Cihad
Yeryüzünde Allah'ın hakemiyetini kurmak, insanları ilgilendiren konuların Allah tarafından gösterilen doğru yola kararlaştırılmasını sağlamak, tüm şeytani güçleri ve şeytani yaşam yollarını yok etmek, tüm insanların Allah'ın yarattıkları olması gerekçesiyle bazı insaların diğerleri üzerinde kurduğu hakemiyeti sonlandırmak ve kimsenin insanları kendi köleleri yapacak veya onların uygulaması için keyfi yasalar çıkaracak yetkiye sahip olmasına izin vermemek. Bu nedenler cihat ilan etmek için yeterlidir. Yine de dinde zorlama olmadığına da daima akıllarda tutulmalıdır. İnsanlar diğerlerinin hakemiyetinden kurtulduğunda sivil konuları ilgilendiren yasalar sadece Allah'ınkiler olmalıdır. Ama aynı zamanda kimse inancını değiştirmesi ya da İslam'ı kabüllenmesi için zorlanmamalıdır.
Dini İslam'ı mubin
Bu din gerçekten insanların başkalarına ve yine bir nevi insana kölelik olan kendi arzularına kulluk etmekten kurtarıldığının evrensel ilanıdır. Kulluğun sadece Allah'a has olduğunun ve onun tüm dünyanın efendisi olduğunun ilanıdır. İnsana kulluk kavramı üzerine kurulmuş, bir başka tabirle insanın ilahi kimliği kaspettiği tüm sistem türlerine ve biçimlerine açılmış bir savaş anlamına gelir. Son kararın insana bırakıldığı, otoritenin kaynağının insan olarak belirlendiği, Allah'tan başkasının insanların efendisi olarak atayarak insanı tanrılaştıran sistemlerin tümüne. Bu ilan, gasp edilen otoritenin tekrar Allah'a döndürüldüğünün ve diğerlerin uygulaması için kendilerine kanunlar koyanların bu şekilde kendilerinin efendi konumuna çıkarıp, diğerleri köle konumuna düşüren gaspçıların kovulduğu anlamına gelir. Kısaca, otoritenin ve egemenliğin Allah'a ait olduğunu ilan etmek demek, tüm insan krallıklarını aradan çıkarmak ve evrensel yaratıcısının tüm dünya üzerindeki yönetimini duyurmak demektir. Kur'an-ı Kerim'in kelimeleriyle Gökteki ilah da, yerdeki ilah da O'dur. O hakimdir, alimdir (zuhruf,43/84)
Şeriat(Allah'ın kanunları)
Şeriat Allah tarafından oluşturulduğuna göre onun en iyi olduğu şüphesizdir. Onun yarattıklarının oluşturduğu yasalar, onun oluşturduğu yasalarla kıyaslanacak bir şey de değildir. Ama bu özellik İslami çağırının temeli olmamalıdır. Onun temeli tüm diğer şekil ve formdaki kanunu reddederek sorgusuz, sualsiz şeriatı kabul etmek olmalıdır. İslam budur, İslam'ın başka bir anlamı yoktur. Bu temel İslami öğretinin çekiciliğine kapılan bir kişi bu sorunu çözmüş demektir. Onun güzelliğini ya da üstünlüğünü görme konusunda ikna edilmeye gerek duymayacaktır. Bu imanın gerçekliklerinden biridir.
Akide konusu
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem indirilen Kur'an-ı Kerim'in 13 seneden fazla süren Mekke döneminde indirilen kısmı sadece bir konuyla ilgilidir. Kur'an-ı Kerim her seferinde ilk kez bahsediyormuş gibi farklı farklı şekillerde yinelese de bu konuyu, her seferinde farklı bir üslup kullansa da aslında konu değişmeden kaldı. Bu konu en öncelikli en önemli konuydu. Yeni dinin en temel konusuydu. Kutsal ve insan olmak üzere iki ana öznesi olan bu ve bu özneler arasındaki ilişkiyi belirleyen konu akide konusu. Kur'an bu konuyla insanları insan olarak hitap ediyordu ve bu bağlamda bir Arap'ın başka bir Araba ya da Arap olmayan insanlara o çağ ya da sonraki zamanlara ait olsun bir üstünlüğü olmadığını bildiriyordu. Akide konusu, insanın değişmeyen temel sorundur. İnsanın varoluş nedenini, bunun nihai amacını, evrendeki konumunu ve evrensel ilişkisini belirleme sorunu ve evren yaratıcısıyla arasındaki ilişkinin ne olduğu sorusudur. İnsan hayatın bu yönü, varoluşuyla bu denli yakından ilgili olduğu için zamana ya da mekana bağlı değildir, değişemez.
Tek kaynak Kur'an'ı kerim
Kur'an-ı Kerim susuzluklarını dindirdikleri tek kaynaktı ve yaşamlarını biçimledikleri tek kalıptı. Onların tek rehberiydi ve bunun nedeni medeniyetten, kültürden, bilimden, kitaplardan ya da okullardan yoksul olmaları değildi. Aksine bir gün bile Avrupa kültürünün temeli sayılan Roma medeniyeti, onun kitapları ve kültürü vardı, hala Batı
60 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.