Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

RBK

Reklam
Biliyor musun, iki insan arasında, birbirine kızgın olmanın da bir değerinin kalmadığı anlar oluyor. Ve bu, çok hazin bir an.
İnsan kendi zamanını saat ve takvimle ölçemiyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Benim etrafımdaki her şey onun alışık olup sevdiğinden bir parça başka, bir ton farklı renkteydi.
… her şeyin alelacele yapıldığı, insanın rahat rahat oturamadığı yerlere gidiyorlar; bir kahveye kırk filler veriyor, öğle yemeğinde salata yiyorsun, işte sana yeni dünya. Bense eski dünyaya aidim; mobilyaları, saten duvar kağıtları, yaşlı kontesleri, arşidüşesleri ve aynalı dolaplarıyla bu zarif pastaneye ihtiyacım var.
Reklam
Önü kışın bile açık siyah paltonla nasıl da güzeldin , nasıl da hayrandım sana.
Okuma hastalığım daha ziyade şikayet ve hoşnutsuzlukla karşılaşmama neden oluyor. "Başka hiçbir şey yapmıyor. Hiç durmadan okuyor." "Elinden başka iş geldiği yok." "Olabilecek en hareketsiz uğraş." "Tembellik." Ve en çok da: ".... yapacağına okuyor." Ne yapacağıma? "Yapacak çok daha faydalı nice iş var. Öyle değil mi?"
Okuyorum. Hastalık gibi bir şey bu. Elime ne geçerse, gözüm neye değerse okuyorum: dergiler, okul kitapları, ilanlar, sokakta bulduğum kağıt parçalan, yemek tarifleri, çocuk kitapları. Kağıda basılmış ne varsa.
Çocuk, bir yeri acıdığı zaman, acıyan yerini öpsünler, ovsunlar diye hemen annesinin, dadısının kolları arasına koşar ve onlar acıyan yeri ovup öptüklerinde açısı gerçekten hafifler. Çünkü çocuk kendisinden daha güçlü, daha bilgili varlıkların acısını dindirmek imkânlarından yoksun olduklarına inanmaz.
Sayfa 81 - II. Cilt
803 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.