Sinsi bir hastalık yüzünden yavaş yavaş ölüme giden bir zavallının bir hançer darbesiyle acılarına hemen bir son vermesini bekleyebilir misin? Tüm gücünü tüketen bu hastalık aynı zamanda ondan kurtulmasını sağlayacak cesareti de yok etmez mi?
Serin bahar gecesi, uykuya dalmış küçücük bir sokak! Rüzgar, fenerlerinin camlarını tıngırdatıyor, gaz lambalarının alevden saçlarını dağıtıyordu. Öyle bir rüzgarki bütün kovuklara sızıyor, zavallı, küçük bir terzinin oturduğu odada bile esiyordu. Yoksul, küçük terzi masanın bir ucunda oturmuş, küçük bir karyolada, küçücük bir yüzbaşı da zar zor soluk alıyordu. Yüzü ateşler içinde, gözleri çakmak çakmaktı. Ufak tefek kadıncağız çocuğun üstünü örttü.”Yavrucuğum,” dedi “Rüzgar esiyor.” Acı acı gülümseyen yüzbaşı yavaşça fısıldadı:”Araamızdan esiyor, bizim biricik arsamızdan!”