Bütün içsel sıkıntıları ortadan kaldırmak istemek, bulutlu yağmurlu günlere elveda diyip, güneşli güzel bir günden kupkuru kalmış verimsiz bir toprak olmak gibidir.
Bize en çok mutluluk veren şeyler büyük acılardan ayrı düşünülemiyor, en büyük keyiflerimizin kaynağında, garip bir biçimde bize en çok acı veren şeyler bulunuyordu.
Arzuladığımız bir şeyi her elde edemediğimizde öfkemize yenik düşmeyiz; aslında, o şeyi elde etmenin en doğal hakkımız olduğunu düşündüğümüz halde onu elde edemezsek öfkeleniriz.
Bir ömür boyu bir yerlere kitlenip kaldırılan kaygılar, gün gelir zincirlerini koparır ve zihnin kapılarına dayanırlar. Duyulmak isterler. Sadece duyulmak değil, yaşanmak da isterler!