Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

T.Ekber Dural

Sabitlenmiş gönderi
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılmaz bu dertler. Çünkü henüz çaresi de, devası da yok bu dertlerin. Düşündüm, herkesin gökyüzünde bir yıldızı varsa, benim yıldızım uzak, karanlık, anlamsız olmalı. Belki de hiç yıldızım olmadı. İçimde müphem bir arzu: Bir deprem olsa da, bir yıldırım düşse de, sakin pırıl pırıl bir dünyaya yeniden doğsam? Azap çeken bir ruh gibi bekliyor, kolluyor, arıyordum, lakin boşuna! Dünya,ıssız yaslı bir ev gibi görünüyordu gözüme ve ben bağrımda bir acı duyuyordum. Bana göre değildi bu dünya; bir avuç yüzsüz, dilenci, bilgiç, kabadayı, vicdansız, açgözlü içindi; onlar için kurulmuştu bu dünya. Gönlümde düğümlenen bir şeydi bu ıstırap, bu kederli hal; kasırgadan az önceki havayı andırıyordu. Hissettim ki benim düşüncelerim de dayanıksız bir avuç kor gibidir, kül olmuştur, bir üflemeye bakar. Birbirine ters düşen öyle çok şey gördüm, birbiriyle çelişen öyle çok şey duydum ki! Artık hiçbir şeye inanmıyorum. Bazı kimselerin ölümle savaşı daha yirmisinde başlar; birçokları da yağı bitmiş lambalar gibi, sessiz yavaş, ecelleriyle sönerler. Yalnız ölüm yalan söylemez! Ölümün varlığı bütün vehim ve hayalleri yok eder. Bizler ölümün çocuklarıyız, hayatın aldatmacalarından bizi o kurtarır. Kimse göründüğü kadar dayanıklı değildir. Sadece görünmeyen yangınlar, duyulmayan fırtınalar, gizlice çürüyen ruhlar vardır. Nedir günler, nedir aylar? Benim için bir önemi yok bunların; Mezarda olan için zaman, anlamını kaybeder.
Reklam
Kendime ve bu dünyaya ilişkin bilincimi bütünüyle yitirmeyi nasıl da isterdim!
Gerçek can çekişme sizi ölüm aracılığıyla hiçliğe eriştirir; o zaman bitkinlik duygusu sizi anında tüketir, zafer ölümün olur. Her gerçek can çekişmede ölümün zaferine rastlanır, bitkinlik anları geçtikten sonra, kişi yaşamayı sürdürse bile.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Can çekişmek, yaşamla ölüm arasındaki sınırda işkence görmek demektir. Ölüm de yaşama içkin olduğu için, yaşam neredeyse bütünüyle bir can çekişmedir.
Acı dışarıdan gelecek hiçbir şeyin rahatlatamayacağı içsel bir yalnızlık durumudur. Tek başına acı çekebilmek büyük bir üstünlüktür.
Reklam
Herkes, mutlak ve sınırsız sandığı kendi acısıyla baş başa kalacaktır.
Acıya nesnel bir değer biçilemez, çünkü o dışarıdan gelen bir zarara ya da organizmadaki belli bir bozukluğa göre değil, bilincin onu yansıtma, duyumsama biçimine göre ölçülebilir.
Geçerli idealler, ister ahlaki, ister estetik, ister dinsel, isterse toplumsal ya da başka türlü olsunlar, yaşama doğrultu ve ereklilik kazandıramadıklarında, yaşam hiçlikten nasıl korunabilir?
Olağanlığın, yaşamın, yalnızlığın, umutsuzluğun, ölümün ötesinde olduklarını duyumsayan kişiler bu dünyadan daha ne bekleyebilirler?
Yaşamda yalnızız, can çekişmedeki yalnızlık tam da insan yaşamının simgesi değil mi?
Reklam
Göz yaşları ancak yalnızlıkta sıcaktır. Ölüm anında çevrelerinde arkadaşlarının olmasını isteyenler bunu korkudan, son anlarıyla yüzleşemediklerinden yaparlar. En temel anda, kendi ölümlerini unutmaya çalışırlar. Neden yiğitlik göstermez, neden kapılarını sürgüleyip, o korkutucu duyumlara sınırsız bir açıklıkla, sınırsız bir dehşetle katlanmazlar?
Kişinin zenginlik anlamında kendiyle dolu olması, hem içsel bir sonsuzlukla hem de aşırı bir gerilimle işlenmesi demek, yaşamaktan öldüğünü duyumsayacak kadar yoğun bir biçimde yaşamak demektir.
T.Ekber Dural
Bir kitabı okumaya başladı
Umutsuzluğun Doruklarında
Umutsuzluğun DoruklarındaEmil Michel Cioran
8.6/10 · 1.394 okunma
134 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Deliliğe Övgü
Deliliğe ÖvgüDesiderius Erasmus
7.6/10 · 11,5bin okunma
Cennete gitmek için her gün birkaç ayet okumanın yeterli olacağını sananlardan daha delisini, daha mutlusunu bulmak mümkün mü?
478 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.