Aklına Nana'nın bir keresinde söylediği şey geldi; her bir kar tanesinin, dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir ah olduğunu. Bütün bu iç geçirmeler gökyüzüne yükseliyor, bulutlar halinde toplanıyor, sonra minicik parçalara bölünüp sessizce aşağıya, insanların üstüne yağıyordu. Bizim gibi kadınların neler çektiğinin göstergesi , demişti. Başımıza gelen her şeye nasıl sessizce katlandığımızın.
Mağazadan çıktığında Sarah; dünyanın öbür ucunda, Hindistan'da saçlarını veren o kadını ve o saçları büyük bir sabırla tarayıp işlemden geçiren Sicilyalı işçileri düşündü. Saçları tek tek bir tüle tutturarak bir araya getiren o kadını düşündü... O an bütün evrenin, o iyileşsin diye el ele verdiğini hissetti. Aklına Talmud'daki şu cümle geldi: "Bir insanı kurtaran, bütün dünyayı kurtarmiş sayılır." Bugün bütün dünya onu kurtarıyordu ve Sarah dünyaya teşekkür etmek istiyordu.
O gün Giulia atölyeye her günkünden iki saat geç döndü. Onu endişeyle bekleyen Nonna'yı yatıştırmak için yolda bisikletinin tekerinin patladığını söyledi
Giulia gerçeği söylememişti. Aslında bisikletinin tekerleri sapasağlam ancak kalbi alaboraydı.
"Kesinlikle söyleyeceğim şudur: Kahraman Türk hepimiz için mükemmel bir asker olduğu kadar mert ve saygın bir insan olarak da sevilen düşmandı. Hiçbir ordunun anayurdunu Türk askerinden daha iyi savunamayacağı kabul edilmişti."
"Devler ülkesinde devlerin muharebesiydi. Türkler fecirle birlikte Conkbayırı'nda şiddetli süngü hücumuna geçti. Hayatlarını hor ve küçük görerek yaptıkları bu hücumla kitaplarımız çekilmek zorunda kaldı."
Adnan Menderes, enstitüleri kapattı, halkın sesi çıkmadı. Bizim halkımız çok yüzyıl ötelerden beri uyur. Çok kötü biçimde afyonlanmış gibi uyur. Üfürükle tükürükle sersem tavuğa çevirmişler onu. Bizim halkımız durumunda olup da uyanmak çok zordur.
Sayfa 93 - Eşekli kütüphaneci-- Mustafa AlagözKitabı okudu
Beyim diyor, bizim yolumuz, köprümüz, çeşmemiz yok; kitaplığı ne yapacağız? Anlatıyorum ona: Eğer kitaplığınız olursa; yolunuz, çeşmeniz, köprünüz de olur! Anlatıyorum uzun uzun... Muhtar İsmail Ağa, "Gerekmez Mustafa Bey, kalsın !" Diyor.
Sayfa 47 - Mustafa Alagöz --Muhtar İsmail AğaKitabı okudu
"Ben sanırım, kitap sevgisi diye bir sevgi ana sevgisi, kardeş sevgisi, yâr sevgisi bir sevgidir. Dedim ya bu sevgi insanın içinde doğuştan vardır; ama uyuyordur sanırım. Zamanla uyandırılması yoksa olan yerlerden alınıp aşılanması gerekir. Kitap sevgisi bende ta çocukluğumda işte böyle uyandı."
Sayfa 43 - Mustafa Alagöz--Eşekli kütüphaneciKitabı okudu
"Ürgüp'ün köy yollarındaki birbirinden güzel, filozof duruşlu eşekleri özel olarak not edeceğim...ama en başa insanlarının çok iyi yürekli olduğunu belirteceğim. Kadınlarının hem güzel hem çok akıllı olduğunu özellikle belirteceğim."