Ah sanki bir kitap okumamışım da çok sevdiğim bir dostumla sohbet etmişim. Öyle yalın, öyle sıcak, yargılamayan, dikte etmeyen bir anlatım. Sadece kitaplarında değil, görsel ve işitsel yayınlarında da sıklıkla kullandığı “Sevgili Dostum” dilini çok seviyorum.
Kitabı, çok sevdiğim bir yakınımı kaybettikten sonra okumaya başladım. Vefat sürecinden sonra mücadele etmem ve kendim olmam gereken konularda öyle güzel destekledi ki bu kitap, verdiğim kararların beni ben yaptığı, sınırlarımı göstermekte hiçbir beis olmadığı, aslolanın “ben” olduğum gerçeğini pekiştirdi, ruhumu iyileştirdi.
Sindire sindire, altını çize çize okuduğum bu kitabı, bir zaman sonra tekrar elime alıp kendime neler katabildiğimi görmek istiyorum.
Bundan sonra iç sesim; “Kendine iyi davran güzel insan” diye haykıracak eminim.
Beyhan Budak ve kitapları ile yolunuzun mutlaka kesişmesini dilerim.
Keyifli okumalar.
“İnsanlar çok güzel konuşur. İnsanları dinlerken, onların ne kadar harika insanlar olduğunu düşünürüm ve sonra aklıma şu soru gelir: “Peki bunca kötülüğü hangi insanlar yaptı?”
Şizofren hastası olan Deborah’ın aile fertlerinin kendilerini sorgulaması ile başlar kitap. Anne ve babanın bizzat kendi davranışlarının, hastalık üzerindeki etkilerine dair yaptıkları muhakeme beni derinden sarstı. Babanın durumu bir türlü kabullenemeyişi de keza öyle. Kitabı istemesem de bir ebeveyn gözüyle okuduğumu itiraf etmeliyim.
Okuduğum her sayfada, hastalar, doktorlar, hastabakıcılar arasındaki her diyalogda Deborah’ın içinde bulunduğu akıl hastanesini tüm detayları ile resmedebildim. Kitap edebî bir dil ile yazılmış olmasa da betimlemeler ve diyaloglar eseri oldukça gerçekçi kılmış. Zaten diğer türlüsü okur üzerinde aynı etkiyi sağlayamazdı kanaatindeyim.
Deborah’ın kendi yarattığı dünya ile gerçek dünya arasındaki çatışmaları, zaman kaymaları, gerçeklik algısını yitirişi, Dr. Fried ile yapmış olduğu seanslar ve zihninde yarattığı dünyadan ayrılma çabaları kitabın en zorlu ve ilgi çekici kısımlarıydı bana göre. Ve kitabın sonuna kadar Deborah’ın zihninde yarattığı dünyadan kurtulmak için savaşıp savaşmayacağını, gerçek dünyaya bağlanıp bağlanmayacağını merak edip durdum.
“Sana Gül Bahçesi Vadetmedim.”, azmin, çabanın ve umudun eseridir.
Okuma listenize muhakkak almanız tavsiyesi ile.
Keyifli okumalar.