"Sahip olmayı istediğin gerçekliğin frekansına uyumlandığında, bu gerçekliği yaşamaktan başka bir şey gelmez elinden"
Sayfa 121
Hepsi de aklımla bilincimin amansız savaşından ibaretti, anlamıştım. Hangisinin üstün çıkacağını henüz bilmiyordum. Ama emin olduğum bir şey vardı artık, o da bilincimin tarafını tutuyor olmamdı.
Sayfa 116
Zihin her zaman için yeni olanı arzular. Zihin işte böyle seni her zaman gelecekte bir yere zincirler
Sayfa 32
Okur Takip Önerileri
Bugünün insanının tanrıları ve şeytanları kaybolmamış, yalnızca isimleri değişmiştir
Her karşılaşma, her söz, her mimik bir anlama sahiptir. Raslantı yoktur, anlatılmak istenenler vardır. Hikmeti anladığın oranda yol alır, anlamadığın sürece yolda kalır, unuttuğun oranda -saray-dan uzaklaşırsın...
Sayfa 169
Hikmet ancak ruha alınır. Gönül toprağına ekilir. Bunun için de zihin bekçisinin geçilmesi gerekir.
Sayfa 168
Hiçbir varlık içine doğduğu alemin garipliğini algılayamaz..
Belki de garip olan şey, yürüyerek bir yere varmak, her gün aynı şeyleri karşında bulmak ve kendini sürekli tekrar eden bir döngüde dönüp durmaktır. Ne dersin?
Sayfa 134
İçenin bir sebebi var da uyuyanın yok mu sanırsın?
Sayfa 117
Bazen en büyük sırlar, tamamen ortada olmalarıyla gizlenirler
Sayfa 86
Merhamet keskin bir kılıç; merhamet gösterenin kabzasından tuttuğu ama karşı tarafı yaralayan bir kılıç.
Sayfa 149
Schopenhauer’in tutkulu aşkı, insanı kör eden güneş ışığıyla kıyasladığı bir lafı vardır. Yaşamın ileriki yıllarında bu ışık azalınca onun yüzünden göremediğimiz muhteşem yıldızlı gökyüzü belirmeye başlar.
Sayfa 51
Unutmamak gerekir ki, herhangi bir yerde ayıp ve yasak olan şeyler oradaki kadınlar için daima daha fazla ayıp ve yasaktır.
Sayfa 38
Çelişkiye dikkat et: Nefs’e ‘kendinden kurtulma görevi’ verilmiş. Mümkün mü?
Sayfa 177
İnsan Varlık, kendi Öz varlığı olan “Ruh” tarafından kaderlendirilir
Sayfa 265
Maddeyi deneyimlediği bir hayatta maddeye olan düşkünlüğü bir yana, madde dünyasına ait kendi bedenini bile bırakmaktadır giderken…
Sayfa 34