Belki iki dakikadır o ateşi seyrediyor, ben de onu süzüyordum ki birden başını çevirdi, gözlerimi yüzünde yakaladı.
"Beni inceliyorsunuz, Miss Eyre," dedi. "Nasıl, yakışıklı buluyor musunuz beni?"
Düşünecek zamanım olsa bu soruya daha alışılmış biçimde incelikli, terbiyeli, lastikli bir karşılık verirdim sanıyorum. Ne var ki, düşünmeye vakit kalmadan nasılsa ağzımdan kaçıverdi:
"Hayır, efendim."