Almıla

Almıla
@Umayalmla
𐱅𐰇𐰼𐰰 𐰞𐰢𐰃𐰞𐰀 Bir başka hayat, başka cihan özlüyorum ben... Zamanı Tanrı yaşar, kişioğlu ölmek için yaratılmıştır... #196340706
Ey Ayşecikler!.. Avrupa'nın zekâ merkezlerindeki müzelerde sizin saf fakat herkesin yapamayacağı eserleriniz için ayrı ayrı salonlar, sergiler açıldı. Muhafızlar tayin edildi. Hünerlerinizin inceliklerini, güzelliklerini anlamak için uzmanlar ortaya çıktı.Bu ne kudret, bu ne feyizdir?!.. Siz yalnız usulün ve alışılmışın dışında bir usta, bir ressam, bir mühendis, bir nakış ustası değilsiniz. Türklüğün ruhundaki sağlamlık ve vakarı gösterecek manaları misalsiz nakışlarınızla, sembolik ilhamlarınızla ortaya çıkaran birer de şairsiniz. Onun için Anadolu halılarının bütün tarihimizi gösteren yiğitlik ahengini, metanet meailini İran ve Hint halılarının şuh ve beyaz kanlı inceliklerinde göremem. Ey Türk ili! Viranhanelerinin enkazıyla mamur yerler süslenir. Sen nasıl bir ocaksın ki, soğumuş küllerinde ateşler gizlidir. Baykuşlarından bülbül sedası gelir... Ey Türk kadını! Irkında herkesin yapamayacağı işi gören bir feyz vardır ki, hem ölüme asker yetiştirir, hem ebediyete hüner eriştirsin! Seni benden çok evvel takdir edenler, yine Vato gibi ressamların vatandaşları oldukları için beni affet!..
Sayfa 98 - Ayşe Kız’la VatoKitabı okuyor
Reklam
Halı tezgâhının önünde birkaç kırık tahta iskemlenin üstüne oturmuş, başını önüne eğmiş bir "Ayşe kız" ile iki küçük arkadaşı halının erişleriyle¹²³ argaçları¹²⁴ arasında kınalı parmakcıkları titreyerek didiniyorlar ve en büyüğü: Gece bir ses geldi. Derinden, derinden Beni mi çağırdı. Yemen çöllerinden? manisini, Arabistan'da silah altındaki "Mehmet"ini düşünerek yavaş yavaş fısıldarken kara gözlerinden üstüne bir damla yaş düşürdüğü şu sarı renkli dal, bu mahrumiyetin, bu kederin ateşiyle kıvrılarak ruhani bir şekil alıyor.
Sayfa 97 - Ayşe Kız’la Vato ¹²³eriş: Dokuma tezgâhlarında boyuna atılan ipler; çözgü. ¹²⁴argaç: Dokumacılıkta enine atılan iplik, atkı.Kitabı okuyor
Tarihî, değerli eşya ve nefis eserler ile dolu olan bu konakta; bu odada yabancı gibi boynu bükük durması umulan bu Türk sanatının, bu Türk fikrinin, bu Türk zevkinin, bu Türk kadınlığının saltanatı huzurunda gönlüm iftiharla, saygıyla çarpıyordu. Gözlerim ıraklara doğru daldı. Kurutan, yakan güneşli ve gölgesiz ve nihayetsiz bir çölün ortasında bir bardak buzlu su bulan yolcu memnuniyetini hissettim. Düşündüm, düşündüm, düşündükçe ağlamak istedim.
Sayfa 96 - Ayşe Kız’la VatoKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
—Ben Hint'in, İran'ın o üstlerinde oklarla vurulmuş ceylan, kaplan resimleri, çelimsiz süvariler, bücür insanlar, kurbağalara benzer kuşlar işlenmiş halılarını sevmem. Onlarda ne hayvan hayvan, ne çiçek çiçektir. Bu tabii maddeler yarım ve ilkel şekilde taklit olunmuş ve resmedilmiştir. Türk halılarında tabiatı taklitten eser yoktur. Bütün nakışlar doğaçlama ve icattır. Bütün bu hüner, yadırganmaz ve düşündürücü bir tuhaflıktadır. Nakışları birbirine benzer daha iki halı görmedim. —Hatta bir halıdaki karşılıklı iki şekilden bile biri diğerine tamamıyla benzer değildir.
Sayfa 96 - Ayşe Kız’la VatoKitabı okuyor
Şerefenin korkuluğunun üstüne çıktı. Bir kartal gibi göğsünü gerdi, kollarını açar açmaz boşluğa yuvarlandı. Civar halk sabah namazına geldikleri zaman şadırvanın önünde kafatası patlamış, kol ve bacakları kırılmış kan içinde bir ceset buldular. Hüviyeti anlaşılmak üzere ceplerini aradılar. Şöyle bir kâğıt çıktı: "Ey Yavuz! Milletimin selametini yalvaracaktım. Ayaklarına kapanmak için sana yükselmek istedim. Yarı yolda gözlerim karardı. Sendeledim ve düştüm. Allah günahımı affetsin!"
Sayfa 92 - Turhan Nasıl Çıldırdı?Kitabı okuyor
Reklam
Reklam
1.935 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.