Son gözyaşı gövdesinden aşağıya süzüldü
Üşüyordu, ürküyordu yabancısı olduğu havadan
Yüzünü güneşe dönemeyecek kadar hassastı
Ve güneşe ihtiyacı olmayacak kadar asi
Günden güne eridi
Yapraklarını yitirdi ardından
Rüzgara karşı koyamazdı keza
Ve bir daha büktü boynunu
Celladını bekler gibi
Solgun ve bitkin Ters Lale...
Acı nedir
Tatlı nedir... bilmezdin
Dilin damağın
Ben oldum.
Elinin ermediği
Dilinin dönmediği
Çağlarda, yavrum
Kolun kanadın
Ben oldum
Dilin dudağın
Ben oldum.
aşk eski bir yalan
ademle havva'dan kalan
aşk eski bir yalan
hayatıma dolan
bir ses bir bakış bazen
o kalbime dolan
bir çiçek hatırlanan
yılların ardından
Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara,
Seni, anlatabilmek seni,
Namussuza, haldan bilmez,
Kahpe yalana.
Ard-arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül-gürül akan bir dünya.
Muhabbet herkesin aklını çelmez,
Gönül viranesi kolay düzelmez.
Alemden çekinme bir zarar gelmez,
Sen kendi kendine hıyanet etme.
Şen şatır gönlüne hicran dolmasın,
Gençliğin gülşeni gamla solmasın.
Neyzen gibi aklın yarda olmasın,
Özründen çok büyük kabahat etme.
Ya zamanından çok erken gelirim..
Dünya'ya geldiğim gibi,
Ya zamanından çok geç,
Seni bu yaşta sevdiğim gibi....
Mutluluğa hep geç kalırım.
Hep erken giderim mutsuzluğa..
Ya herşey bitmiştir çoktan,
Ya hiçbirşey başlamamış...
Öyle bir zamanında geldim ki yaşamın,
Ölüme erken,sevgiye geç..
Yine gecikmişim bağışla sevgilim..
Sevgiye on kala,ölüme beş......
Galib-î dîvâneyim Ferhâd u Mecnûn'a salâ
Yüz çevirmem olsa dünyâ bir yanâ ben bir yana
Şem'ine pervâneyim perva ne lâzımdır banâ
Anlasın bigâne bilsin âşinâ sevdim seni.
Türkçesi;
Divane Galib'im; Ferhâd ile Mecnun'un ruhu şad olsun
Dünyâ bir yana, ben bir yana olsam, gene de senden yüz çevirmem.
Senin mumuna pervâneyim, bana korku gerekmez
Yabancılar anlasın, tanıdıklar bilsin ki sevdim seni.
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli,
Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan,
Hüzün rengi almış saçlarının her teli
Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan,
Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeli
Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli
Çay bardağında
Bırakılan dudak payı
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine
Yakın olsun isterim
Ellerime ellerin
Yanındaki beton binaya
Yaslanması gibi
Köhne bir evin
Seni bir çivi
Gibi çaktım
Çünkü beynime
Ve toplayıp
Bütün kerpetenleri
Attım denize
Serseri Neyzen'in aşkınla kulak ver sözüne,
Girmemiştir bu avalim, bu bedayi gözüne.
Cehlinin kudreti baktırmadı kendi özüne .
Pir olur sâki-i gülçehre, bakılmaz yüzüne,
Hak olur pir-i mugan, sohbet-i hemdem de geçer...