İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme. Yaranı evde bırakıp çıkıyorsun sokağa. Öyle bir uzaklık ki, şikayetin sularını çoktan geçtin. Hiçbir şeye öfke duymuyorsun!
• Ben, heves ettiğim şeylerin kursağımda birikmesinden oluşan hayalkırıklıklarımı yorgan gibi üzerime örtmüş olanım. Ben olsun diye çabaladığım her şeyin olmayışını yutkunarak seyredenim. Ben, elimi uzattığım yeşil dalların kuruduğuna şahit olanım. Ben olmamış olan her şeyim .."
Flaubert'in aşk tanımı çok hoşuma gitti: “Merak. Birine karşı ansızın merak duymaya başlarsınız, korkunç bir merak. Onu tanımak, onunla doğmak, dünyaya onunla yeniden gelmek istersiniz. Bu yüzden aşka en uzak cümle senden nefret ediyorum değil, artık bilmek istemiyorumdur.”