Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özge

Özge
@VioletPetrichor
EVLİYİM.
351 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Okuduğum en huzursuz kitaplardan biri oldu Görmek. Politik hiciv ama ne hiciv, taşlar kayalar tepelerden aşağıya son hız yuvarlanmış, alegori içinde alegori. Başlayalım: Görmek için yapılan yorumlarda / incelemelerde ilk olarak öne sürülen argüman Körlük’e göre daha sıkıcı olduğu. Katılmıyorum. Bazı okurların bu şekilde düşünmesinin sebebi,
Görmek
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202217,8bin okunma
Reklam
361 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
“Bahsettiğiniz zulüm, yalnızca romanda değil, dünyanın her yerinde her gün yaşanan bir zulüm. Ve biz şu anda beyaz körlük salgınına yakalanmış durumdayız. Körlük, insan aklının körlüğü için kullanılmış bir metafor. Bu gezegendeki kaya oluşumlarını incelemek için Mars’a birini gönderirken, aynı zamanda milyonlarca insanı bu gezegende aç bırakan
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,6bin okunma
502 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
“Evet, dans etmek yeniden dönecek hayatımıza, dans etmeyi sonsuza dek yasaklayamazlar.” Hadi başlayalım! Standart bir girizgah yapalım ve Damızlık Kızın Öyküsü ile Ahitler arasında 15 yıl olduğunu söyleyelim önce. Offred’in kurtuluşunun ardından 15 yıl geçmiş, diğer bir deyişle. 15 yılda, dışarıdan erdem timsali olan, fakat aslında içi, yaşlı bir
Ahitler
AhitlerMargaret Atwood · Doğan Kitap · 2020946 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
392 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
“Doğanın sonradan aklına düşen bir fikir, insanlığın kaderinde ikincil oyuncular değil kadınlar.” Sakin gidişatına, sadece biri doğrusal ilerleyen üç farklı zaman akışına rağmen tırnaklarımı yiyerek okuduğum muhteşem kitap. Önsözde yazar, kadına (ve de öyküye) hangi açıdan baktığınıza göre değişir, diye belirtmiş olsa da bilindik (ya da moda)
Damızlık Kızın Öyküsü
Damızlık Kızın ÖyküsüMargaret Atwood · Doğan Kitap · 201910,9bin okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
Şimdi bir itirafta bulunayım: Bunun gibi vampirella, sinsirella vb. tarzı kitaplar bana göre değilmiş, orası kesin. Neden bu seriyi okudum diye sorunca da zihnimin gerisinden aldığım cevap 'Dinlenmek için", oldu. Doğrudur. Bazen üst üste tuğla olarak kullanılabilecek kalınlıkta, edebi içeriği conta yakan türden kitaplar okuduysam ya bir kaç ay gibi bir süre okumaya ara veriyorum ya da (nadir de olsa) bu tarz hafif kitaplar veya şiir kitapları okumayı tercih ediyorum. Ha, derseniz ki ne okudun da bu kadar ağır, çölde susuzluktan kavrulmuş gibi 12 kitaplık vampir serisini okudun? İşte o sadece ve sadece yiğitliğe leke sürdürmemek içindi; başladın madem, bitir Özge. Klişe bir yorum yapalım hemen: Ergen vampir Zoey'nin, vampir olmayı öğrenmek için gittiği okuldaki maceraları. Nokta. The end. Okulun müdiresi ya da yüksek rahibesine önce hayran olan, sonra onun karanlığın hizmetinde olduğunu öğrenip arkadaşlarıyla birlikte ona karşı mücadeleye girişen genç kızımızın başından geçenler. Klişeleri saymazsak aslında fena kitap değildi. Bu tarz kitapların meraklıları, eğer sıkılmadan 12 kitabı okuyabilecek sabıra sahiplerse, bence beğenirler. Öğretmenle gününüz kutlu olsun, deyip bitirelim.
İşaret
İşaretP. C. Cast · Pegasus Yayınları · 20094,593 okunma
Reklam
528 syf.
·
Puan vermedi
·
189 günde okudu
Vasconcelos on iki günde yazmış, ben iki günde okudum. Annem der ki; çocuk dediğin yaramaz olur, yaramazlık aslında zeka belirtisidir. Anneme göre çocuk dediğin düz duvara tırmanır yani. İşte Zeze'de böyle bir çocuk, annemin hayalindeki torun diğer bir deyişle -mübalağa edersek :D Zeze çok yaramaz, evet; sınırları zorlayacak ölçüde yaramaz. Ama bir o kadar da vicdanlı. Öğretmenin vazosu için getirdiği çiçek, babasına hediye alabilmek için çabalaması... Fakirliği de eklenince içi burkuluyor insanın. Zeze'nin masumiyeti nasıl da içini yakıyor insanın. Ama en çok, kendi ailesinden görmediği şefkati, bir yabancı da bulması; nefretle başlayıp, yanında özgürce kendisi olabildiği dostunu yitirmesi... Ağlayarak okudum (sulu göz olduğum, doğrudur). Hayat notu: Bir çocuğa kötü davranmanın hiçbir mazereti yoktur. Devam kitaplarını henüz okumadım, -okuyamadım, okumayı manyaklığa eşit bir sabırsızlıkla beklediğim kitaplarım vardı, bir de Mo Yan'a musallat oldum, çevirmeni stalkladım, yeni kitabı geliyormuş, hadi inşallah, toplayalım; ama 2020 Kitap Listesine aldım. En kısa zamanda onları da okumayı planlıyorum. Yeni incelemelerde görüşmek üzere. :D
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2019229,7bin okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
"Yalancı tanık arayanlar bu kahveye gelip biri ile anlaşıyormuş. Adam girmiş kahveye bakınırken biri sokulmuş hemen, 'Yardımcı olabilir miyim? Nedir sorun?'. 'Bir alacak davası.' demiş adam. 'Hala vermedi değil mi o namussuz herif paranızı?'. Adam biraz çekinerek . 'Para benden isteniyor.' demiş. Hemen yetiştirmiş herif , 'Kaç kez
Yalancı Tanıklar Kahvesi
Yalancı Tanıklar KahvesiVedat Türkali · Ayrıntı Yayınları · 2017993 okunma
430 syf.
·
Puan vermedi
·
41 günde okudu
"Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, mutlaka bir kadını gösterir." Yüreği kırık bir kadının evlilik dışı kızı Meryem'in, babası tarafından koşulsuz sevildiğine olan inancı sebebiyle yaptığı bir yolculuk hayatını geri dönülmez biçimde değiştirir. Yıllar sonra aynı yolda radikal bir karar almasını sağlayan komşu kızı Leyla da öyle. Tesadüfen karşılaşan iki kadının dostluğunun hayatlarını nasıl değiştirdiğinin hikayesi Bin Muhteşem Güneş. İç savaşın ardından Taliban'ın galip gelmesi ile zaten hali hazırda erkekten sonra gelen kadın iyice toplum dışına itilir. Öyle ki (kurgu değilse) hastanelerde kadına bakılmaz, kadın hastanelerine en temel tıbbi malzemeler bile gönderilmez. Kadınlar insan yerine konmaz. İç savaş, kıtlık, katı şeriat kuralları içinde aşk, umut, dostluk, fedakarlık gibi insani duyguların Afganistan'ın sert coğrafyasında, solan bir çiçek gibi nasıl var olmaya çalıştığını okuyorsunuz. Bir kadın, ama hepsinden önce insan olarak kaşlarımı çatarak okudum kitabı. Pek çok şeye ama en çok da kadını sadece erkek çocuk üretme makinesi olarak gören Raşit'e sinir oldum. Ülkede olan biteni yalın ve etkileyici bir kurguyla anlatmış yazar. Burkanın altında hissediyorsunuz kendinizi ya da narkozsuz sezaryen olmak zorunda kalan Leyla'nın acısını duyabiliyorsunuz. Keyifli okumalar diyemiyorum bu sefer çünkü orada olan bitenin hiç bir keyifli yanı yok. Ama alınacak ders çok: Türk kadını olarak sahip olduklarımızın kıymetini bilmeli, haklarımıza sahip çıkmalıyız her şeyden önce.
Suat korkmaz
Suat korkmaz
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,5bin okunma
936 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
61 günde okudu
"Benim hikayem 1 Ocak 1950'de başladı." Mao Zedong'un iktidara gelmesinin ardından yapılan Toprak Reformu ile halka karşı suç işlediği için ölüme mahkum edilen Ximen Nao'nun, Cehennemin Efendisi Yama ile yaptığı anlaşma sonucunda sırasıyla eşek, boğa, domuz, köpek, maymun ve koca kafalı bir çocuk olarak tekrar tekrar dünyaya gelişini ve ailesinin yazgısına tanıklık edişini anlatan roman bu cümleyle başlıyor. "Sanrısal gerçekçilikle halk hikayelerini, tarihi ve şimdiyi kaynaştırmadaki ustalığıyla" 2012 yılında Nobel alan yazarın Buddenbrooklar'ı andıran romanı aslında oldukça politik bir sistem eleştirisi/taşlaması üzerine inşa edilmiş. Üç farklı anlatıcı tarafından aktarılan öykü kuruluşundan 2000'li yılların başına kadar Çin Halk Cumhuriyetinde yaşanan değişimleri; sistemin gerekliliklerini yerine getirenlerin yükselirken, diğerlerinin nasıl gözden düştüğünü, bir gün lanetlenenin ertesi gün herkes tarafından nasıl göklere çıkarıldığını gözler önüne seriyor. Buna karşılık Lan Lian'ın davasını sonuna kadar savunan kararlı kişiliği ile Nao'nun her reenkarnasyonunda sahibine, yakınlarına gösterdiği sadakat, sistemin değişkenliğinin antitezi ve yazarın önemsediği değerler olarak sunuluyor. Nobel almasına rağmen, ülkesinde istenmeyen adam ilan edilen, eserleri yasaklanan yazar, kendisini de bu özelliğiyle romana dahil etmiş. Oldukça kalın (936 syf) ama çok etkileyici bir kitap. Bu tarz kitapları sevenlerin okumasını tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
Yaşam ve Ölüm Yorgunu
Yaşam ve Ölüm YorgunuMo Yan · Can Yayınları · 2015275 okunma
608 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Yeşilçam Dedikleri Türkiye¸ adından da anlaşılabileceği gibi, yaklaşık 30 yılını sinemacılıkla geçirmiş olan Vedat Türkali’nin Yeşilçam ve Türkiye’nin panoramasını içi içe geçirerek anlattığı romanı. 1960-1970’lerdeki Türk sineması, set emekçilerinin durumu, örgütlenme çabaları ve Yeşilçam’ın iç dünyası, karakterlerin birbirleriyle olan
Yeşilçam Dedikleri Türkiye
Yeşilçam Dedikleri TürkiyeVedat Türkali · Ayrıntı Yayınları · 2015214 okunma
Reklam
605 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
"Ben iki kez doğdum. İlkinde 1960 yılının Ocak ayında, Detroit için inanılmaz derecede dumansız bir günde bir kız olarak ve daha sonra tekrar 1974 yılının Ağustos ayında Petoskey'de bir acil kliniğinde, ama bu defa ergenlik çağında bir delikanlı olarak." . Cal'in hikayesi Osmanlı topraklarında başlar, İzmir yangınının alevleri ile yön değiştirir. Okyanusu aşarak başka bir kıtada, başka bir ülkenin insanlarının var oluş mücadelesinin içinden, başka yangınlardan geçer ve üçüncü jenerasyonda ete kemiğe bürünür. . Okuduğum ilk Eugenides kitabı. Kapak tasarımı kitabı seçmemde etkili ancak süslü kapaklarına rağmen içi boş olan kitaplardan değil. Hikayede bazı tahmin edilebilir noktalar var ama akışı bozmadan, sıkılmadan okuyorsunuz. Heyecanlı. 🤗 . Keyifli okumalar. .
Middlesex
MiddlesexJeffrey Eugenides · Domingo Yayınevi · 20151,042 okunma
148 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Merhaba. 2018'de okuduğum, yorumlanmayı bekleyen kitaplardan birini daha eksiltmenin rahatlığını ve haklı gururunu yaşıyorum. S. Ali'nin ailesi tarafından yıllardır saklanan taslaklarından oluşuyor Çakıcı'nın İlk Kurşunu. Nüket Esen öncülüğünde bir ekibin üç yıl çalışarak yayına hazırladığı kitapta yer alan öyküleri okurken, bir yazarın 'yaratma' sürecini görme imkanına kavuşuyorsunuz. Kitapta, öykü taslaklarından başka yayımlanmamış şiirleri, yazmayı tasarladığı kitapların listesi, bazı makaleleri ile kendi çizimleri yer alıyor. Özellikle 'Kadınlar Üzerine Bir Konferans' isimli yazıda, kitaplarında yer alan kadın kahramanların kişiliklerini üzerine temellendirdiği görüşlerini okumak mümkün. Ortaya konan eserin 'perde arkasını' görmek isteyenler için... Keyifli okumalar.🤗
Çakıcı'nın İlk Kurşunu
Çakıcı'nın İlk KurşunuSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 20198bin okunma
141 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
"Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter." S. Ali'nin 1944-47 yılları arasında yazdığı 13 hikaye ve 4 masalın yer aldığı kitabıdır. Yazıldığı dönemde yasaklanan bu hikayeleri okuyunca, sebebini anlamakta hiç zorlanmıyorsunuz. Hikayelerinde dönemin sosyo-ekonomik koşullarını, toplumun inanç ve kurallarının yol açtığı olayları ama illaki düzenin aksaklıklarını okurken günümüz koşullarıyla karşılaştırma yapıyorsunuz ister istemez. Herkes Katil diye seslendiği için katil olan Osman'ı, parası olmadığı için hastanede rehin kalan Asiye'yi okurken hiç şaşırmıyorsunuz aslında. Masallar ise düzene yönelik ağır eleştiriler içeriyor. Halkın koyuna, düzenin devlere, kurt kanı taşıdığını sanan köpeklere benzetildiği masallardan kitaba adını veren Sırça Köşk masalı kurtuluşa giden yolu gösteriyor okuyuculara. Keyifli okumalar...
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,3bin okunma
140 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
Sabahattin Ali'nin ilk dönem öykülerinin yer aldığı kitap Değirmen. . İlk bölümdeki öykülerde masalsı bir hava ve genç bir yazarın yazma hevesi hakim; açık yürekli bir çocuksuluk belki. Ama bu durum, öykülerin kıymetini hiç azaltmıyor. Tam tersine, kaleminden düşen cümlelerin arasında yazarın geçtiği yolda attığı adımları izleme imkanı buluyorsunuz. İkinci bölümdeki öyküler ise - özellikle Bir Orman Hikayesi, Bir Firar, Kazlar, Bir Gemici Hikayesi- Sabahattin Ali'nin özüne, özündeki toplumsal gerçekçiliğe varışının hikayeleri. Ezilenler - ezenler, toplumsal sorunların Sabahattin Ali'deki ifadelerini okuyorsunuz. . Bir yazarın olgunlaşma sürecini izlemek açısından okunması gereken bir kitap.
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202144,6bin okunma
520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız, bu kafidir." - M. Kemal Atatürk . Bugünlerin en çok satan kitabı, sonunda kütüphanemde. Üç günde, yutar gibi okudum. Yılmaz Özdil'in kendine has üslubuyla yazdığı kitap, Atatürk'ün hayatıyla ilgili ilginç ayrıntılar ve anekdotlarla ince ince işlenmiş. . Su içer gibi okuyorsunuz, sayfaları birbiri ardına nasıl çevirdiğinizi fark etmiyorsunuz ancak okuduklarınız aklınızdan bir daha hiç çıkmıyor. . Yılmaz Özdil'in 10 senelik emeğinin ürünü. Yüreğinize sağlık...
Mustafa Kemal
Mustafa KemalYılmaz Özdil · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201814bin okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Silahlı eyleme katılmış cezaevindeki oğullarının akıbetini bekleyen, boşanmış bir ana babanın öyküsü 'Tek Kişilik Ölüm'. İlk bölümde baba Nazif'in, ikinci bölümde anne Gülşen'in öyküsünü anlatmış yazar. Anlatının orta yerinde yer alan bu üç kişilik parçalanmış ailenin bireyleri kendi dünyalarında tek başlarına ölmektedir aslında; ikisi ruhen, biri bedenen... Yazar, romanlarının çoğundaki gibi yine yılgın ve zayıf bir erkek karakterin karşısına güçlü bir kadın kahraman koymuş. Geneli itibariyle karanlık, çaresizliğin ve umutsuzluğun hakim olduğu bir roman. Ve yine, siyasi tarihe ilişkin bilgiler de kitabın sayfalarında öyküleniyor. Başından sonuna dek içsel hesaplaşmaların yapıldığı 'Tek Kişilik Ölüm' inceliğine rağmen ağır bir kitap.
Tek Kişilik Ölüm
Tek Kişilik ÖlümVedat Türkali · Ayrıntı Yayınları · 2015528 okunma
Reklam
116 syf.
·
Puan vermedi
·
21 saatte okudu
Vedat Türkali'nin ilk kez 1986 yılında sinemaya uyarlanan romanı, yeni nesil için Beren Saat ve Engin Akyürek'in başrollerinde yer aldığı romantizm ve entrika dolu dizisidir. Ancak asıl hikaye, eskimeyen, geride bırakmayı bir türlü başaramadığımız, 21. yüzyılda bile hala kadının toplum içindeki yerini kabullenemeyen siyasi kafaların tekrar uygulamaya geçirdiği önemli bir toplumsal sorunu işliyor. Özü itibariyle, senaryodan kitaplaştırılan roman, kısa bölümleri ve anlatımı yönünden yine bir senaryo havası taşısa da filmin bu şekilde edebiyata kazandırılması ve ilgilenenlere sunulması iyi olmuş. Kolay okunan ama çabuk tüketilmeyen bir kitap.
Fatmagül'ün Suçu Ne?
Fatmagül'ün Suçu Ne?Vedat Türkali · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2011481 okunma
448 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
12 Eylül'e aylar kala yaşanır bu roman. Nergis, ölüm tehditleri alan sevgilisini koruyabilmek için Ankara'dan uzağa, ülkedeki kanlı olaylara rağmen bohem hayatın devam ettiği Bodrum'a kaçırır. Çocukluğundan bilir Bodrum'u; olaylardan uzakta en güvenli yerdir. Ancak ülkedeki karanlık, bol güneşli Bodrum'a da askerlerini salar. Türkali'nin eleştiri hedefinde bu kez, her gün birileri öldürülürken, hayatlarına, eğlencelerine, felekten her gece çalmalarına, büyük bir aldırışsızlıkla devam eden sanatçı, aydın kesim var. Yazarın, alıştığımız 'derinlikli' karakterlerinden yoksun bir roman. Bu nedenle damakta biraz yavan bir tat bırakıyor. Hele bu kitaptan önce 'Bir Gün Tek Başına'yı okuyanlar için.
Mavi Karanlık
Mavi KaranlıkVedat Türkali · Everest Yayınları · 20141,333 okunma
746 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
violetpetrichor.blogspot.com.tr/2017/09/vedat-t... Öğretmenlikten ihraç edildikten sonra eşinin desteğiyle kitapçılığa başlayan eski devrimci, 'yılgın küçük burjuva' Kenan ile incelikli, sakin, kararlı, inançlı, inatçı felsefe öğrencisi Günsel'in aşkı, 1960 darbesinden sekiz ay önce başlıyor ve darbeye bir gün
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek BaşınaVedat Türkali · Ayrıntı Yayınları · 20195,2bin okunma
640 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Hakkındaki yasakların kalkmasıyla birlikte uzun yıllar yurt dışında yaşadıktan sonra ilk defa ülkeye ayak basan Doktor Nahit Kotar, Vedat Türkali'nin Güven romanının sonunda, hikayesini okurun tamamlaması istenen Turgut ve Seher'in romanını yazacaktır emeklilik günlerinde. Kendi başına kalmak isteyen, geçmişi den köşe bucak kaçan eski komünist, tesadüfen tanıştığı ve hiç beklemediği bir anda hayatının ayrılmaz bir parçası olan torunu yaşındaki Esme'ye aşık olur. Yurt dışındayken TKP'ye gelir etmek için düzenlediği etkinliklerden üzerinde kalan ve başına iş açan paranın yarattığı gerginliğin gölgesinde, arka planda İstanbul, hayatının son baharında aşkın tadını çıkarır. Yazarın, bölümler arasında kendisini kitaba konuk ettiği zekice kurgulanmış bu romanda, yine içsel konuşmalar ağırlıklı olarak yer tutmakta. Karakterlerin geçmişlerine ilişkin sırlar, roman ilerledikçe hem diyalog hem de monologlar şeklinde ortaya dökülmektedir.
Kayıp Romanlar
Kayıp RomanlarVedat Türkali · Everest Yayınları · 20041,349 okunma
610 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Stalingrad önlerinde Ruslar tarafından durdurulan Naziler, ABD'nin de savaşa girmesi ve yeni cepheler açmasıyla gerilemeye başlamıştır; Kızılordu Avrupa içlerine doğru ilerlemektedir. Sovyetlerin yükselişi karşısında ülkedeki komünistler, polis tarafından tek tek avlanmaktadır. Kahramanların, poliste verdikleri çetin sınavlar ve hayatlarına yeniden yön verişlerinin hikayesi. Türkali'nin büyük eseri...
Güven - Cilt 2
Güven - Cilt 2Vedat Türkali · Everest Yayınları · 2014732 okunma
862 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İlk cildi 861, ikinci cildi 607 sayfa olan GÜVEN yazarın kendi hayat hikayesinden yola çıkarak yazdığı, kurgusal karakterlere olduğu kadar gerçek hayattan kişilere de yer verdiği bir dönem romanı. İkinci Dünya Savaşı sırasında geçen romanda, bir grup komünistin TKP'yi arayışı, bu süreçte yaşadıkları, aşkları; ülkedeki komünist ve casus avı, arka planda Almanya ve Sovyet Rusya mücadelesi ile farklı görüşlerdeki, toplumun çeşitli sosyal sınıflarına mensup karakterlerin bakışından anlatılıyor. Oldukça sade bir dille yazılmış olan kitap, karakterlerin içsel konuşmalarından, anlatıcıya yaptığı ani geçişler ile okuyucuyu şaşırtıyor. Türkali, ilk basımı 1999 yılında yapılan romanı yazarken rahatsız edilmemek için 10 yıl boyunca Londra'da yaşamış. Güven'i okumak isterseniz, öncesinde yazarın çocukluğundan 1951 yılındaki tutuklanmasına kadar geçen anılarını anlattığı KOMÜNİST'i okumanızı öneririm. 94 sayfalık bu kısa kitap Güven'i anlamanın anahtarı.
Güven - Cilt 1
Güven - Cilt 1Vedat Türkali · Everest Yayınları · 2014909 okunma
Reklam
134 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Vedat Türkali'nin çocukluğundan başlayarak 1951 de tutuklanmasına kadar geçen sürede, ailesi, arkadaşları, üniversiteye girişi, TKP'yi arama çalışmaları ve eşi Merih Hanım ile olan evliliği ile yazarın siyasi manifestosunu beyan ettiği "Komünist", yazarın "Güven" romanının da anahtarı aynı zamanda. Önce Komünist'i okumak, Güven'i anlamak açısından oldukça faydalı olacaktır.
Komünist
KomünistVedat Türkali · Gendaş Yayınları · 2001704 okunma