Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yağmur Mavi Şen

Yağmur Mavi Şen
@Yagmurmavisen
Sinop
7 Aralık
240 okur puanı
Ağustos 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Rûdeki- Mâderi Meyl
Siyah gözlerle mutlu yaşa, mutlu. Çünkü dünya, efsane ve rüzgârdan başka bir şey değildir. Ben ve o saçı kıvrımlı ve galiye kokulu; ben ve o ay yüzlü ve huri yaratılışlı. Ne yazık ki bu cihan rüzgâr ve buluttan ibarettir. Ne olursa olsun, şarap getir.
Reklam
buradayım işte, sözümde
Burdayım işte güzel bir yanlıştayım şimdi Beklemesini bilmiyor acalesi olan ve nedense Çekip gidiyorlar, kalanlar o kadar azız ki O kadar azız ki mutluluk bile bizden çok
Ahmet Telli
Ahmet Telli
Suyun Ayak Sesleri
Yer üstünde neler gördüm: Bir çocuk gördüm ay kokluyordu. Kapısız bir kafes gördüm, İçinde, aydınlık kanat çırpıyordu. Bir şair gördüm, konuşurken bir zambağa “siz” diyordu. Bir kitap gördüm, kelimeleri billurdan. Bir kâğıt gördüm, ilkbahardan. Şehir görünüyordu: Büyüyen çimento, demir, taş geometrisi, Güvercin taşımayan yüzlerce otobüs. Kelime göründü. Su göründü, eşyaların sudaki aksi… Kanın sıcaklığında, hücrelerin serin gölgeleri. Hayatın rutubetli tarafı. Halklar gördüm. Şehirler gördüm. Ovalar, dağlar gördüm. Işık ve karanlık gördüm. Bitkileri ışıkta ve bitkileri karanlıkta gördüm. Hayvanları ışıkta ve hayvanları karanlıkta gördüm. Ve insanı ışıkta ve insanı karanlıkta gördüm.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mona Rosa
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar ışıksız ruhumu sallarda durur
Yabancı bir turist bir zamanlar “ne güzel bir ülke, kavşaklarında şiir satıyorlar çocuklar” demişti. Evet, şiir satılan/ satın alınan ülke güzel bir ülkedir, ama maalesef çocuklar için değil…
Reklam
Gülîzer-Dua
yedi dilde doğum sancısı çeken yedi kadından dualar derledim bir gün dönersin diye bilmiyorum ki allah hangi dilden anlıyor?
Edip Cansever
Adını funda oteli koy Aklından gelip geçen bir yazın Ve akşam güneşlerinde orda burda Bir deniz kıyısında, eski bir yıkıntıda İnce ince gezinen turuncu adamların. Adını funda oteli koy Sevdamızın da adını Ayakları dibinde gün batımının. Ve ağzında binlerce güneşin tadı Dilinin ucunda yalnızca kendi adın. Çünkü sevdikçe beni sen kendini tanıdın
Kadir Zorlu -Mengene
içim ve hiçliğim arasında düşünmek ve düşmek arasında dilim ve bildiklerim arasında gördüklerim ve inanmak zorunda olduklarım arasında göz kapaklarım arasında mezarımın başına diktiğiniz taş ile aşkın arasında ayağı kırılan atı vurdukları yer ile kalbi kırılan insanı unuttukları yer arasında heyecandan uyuyamadığım çocukluğum ile hezeyandan uyuyamadığım gençliğim arasında sıkışıp kaldım.sarsıntıdan sonra kalan korku gibi burdayım ben, loş ışıkta can atan parlama size çok fazla şey söylemeyeceğim. kırıldığımın bile farkına birileri beni süpürmeye geldiğinde vardım sizden çok fazla şey beklemeyeceğim. o yangından en son kurtarılması gereken benim sizinle gelmeyeceğim. ben bu dünyadan karanlığına alışmamış iki çift göz gibi geçtim sizi bir daha asla rahatsız etmeyeceğim.
Barış Bıçakçı
baktım rüzgarsın sen baktım çamaşır ipini zorluyorsun hepimizin derdi güzel yaşlanmak sevgilim baktım bir kitabın sayfalarını çeviriyorsun ayağına terlik giy bildiğimiz şeylerin taşında yalınayak geziyorsun biz satranç oyuncusuyuz sevgilim üzerimizde kara bir leke biz satranç oyuncusuyuz inanmıyoruz ceketlere düğmelere inanmıyoruz
Che Guevara
Bir çiçeği öldürebilirsiniz ama baharı asla öldüremezsiniz.”
Reklam
İsmet Özel-Jazz
benim yongalarımdan yapıldı bu çelenkler ben papatyaları şımartmadım diye oldu!
İbrahim Tenekeci-ulu orta
Düşen bir yaprağa bağladım hayatımı Olsun artık diyorum ne olacaksa Paralı asker miyim neyim ben Ekleyip duruyorum sabahları akşama Ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor