Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yasemin ceylan

Yasemin ceylan
@Yasemin_ce
Öğretmen
Lisans
İstanbul
9 Mart 1991
13 okur puanı
Aralık 2023 tarihinde katıldı
"Küll olanın cüzle ne işi olabilir? Can olanın uzuvla ne işi olabilir? Eğer sen küll eriysen, küll gör, küllü iste, küll ol, küll kesil, küllü seç"
Reklam
"Sen asla sen olma! Kemal ve erdem sadece budur, sen sende kaybol, vuslat sadece budur."
"Her kim ki o denizi ve o incileri bulamadı, la oldu ne ilayı buldu ne illallahı"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Söylediğin ve bildiğin şey aslında sensin, kendini tanı çünkü sen söylediğin ve bildiğin şeylerden yüzlerce kez daha öndesin"
Eğer ölüm herkes için olağan ve meşru bir sondan ibaretse insanların ölmelerine engel olmak niye? Bir tüccarın ya da memurun fazladan beş, on yıl yaşamasının kime ne faydası var? Tıbbın gayesini, ilaçların acıları hafifletmesi olarak görürseniz kaçınılmaz olarak ortaya şu soru çıkar : Acıları hafiflestmenin amacı nedir? İlk olarak, acıların insanı kusursuzluğa götürdüğü söylenir. İkinci olarak ise, eğer insanoğlu acılarını haplarla ve damlalarla hafifletebileceğini öğrenirse, bugüne kadar onları hem her türlü kötülükten koruyan hem de onlara mutluluk bahşeden dini ve felsefeyi tümüyle terk edebilir.
Reklam
Önyargılar, gündelik yaşantımızdaki bütün bu pislik ve iğrençlikler gereklidir, çünkü bunlar gübrenin kara toprağa dönüşmesi gibi zamanla faydalı bir şeye dönüşür. Kökeninde pislik barındırmayan iyi bir şey dünya üzerinde bugüne kadar görülmemiştir.
Eğer tanrı hayatın mutluluklardan müteşekkil bir şey olmasını isteseydi, dünya dönmezdi. Kargaşalar çıkmazdı. Nehirler yataklarından taşmazdı. Yeraltından yeryüzüne lavlar fışkırmazdı. Yıldırımlar düşüren, toprağı çatlatan, karaları denizlere, denizleri karalara akıtan o kadim irade madem kaosu seviyor, insanın tek kurtuluşu bu kaosla uyum içinde devinmektir.
Yok'un yok olması için hiç olmaması gerekir, eğer bir şeyin yokluğunu düşünmeye başlamışsanız, o artık vardır.
Reklam
Kadınlar, mutfakta dünyayı yeniden kurar, yeniden yıkarlar... Hele bu ülkede kadınlar ölürken bile etekleri açılmasın diye uğraşır ve evde yapayalnızken bile sutyen takarlar.
Sayfa 128Kitabı okudu
Çoğalmak için mi sevişir insan, yoksa onaylanmak için mi? Haz nasıl bir tuzaktır? O hazzın kaynağını düşünüyor. Şu yoksul insanlar, acı çeken, aç insanlar, yaralı insanlar, tutsaklar, sığınmacılar, ölmek üzere olanlar, hapisanelerde, savaş alanlarında, çöplüklerde, cehennemde yaşayanlar bile...sevişmekteler. Çoğalmakta ve hazla bağlarını hep ama hep korumaktalar.
Sayfa 159Kitabı okudu
Susmaktan vazgeçtiği bir gün vardır herkesin. Sonsuza kadar susmak, ölülere mahsus.
Sayfa 170Kitabı okudu
Masum ve zavallı insanların başlarına gelen talihsizlikler için ortak bir sorumluluk duyulmamalı mıydı?
Sayfa 201Kitabı okudu
Hayır, kelimeler aldatıcıydı;kelimeler, bizi gerçeklerden uzaklaştıran küçük tuzaklardı.
Sayfa 210Kitabı okudu
Reklam
İnsanlar, Tam kötülüklerinden temizlendikleri ve ileride kurulacak yumuşak dünyada yer almaya hak kazandıkları sırada ölüyorlardı.
Sayfa 217Kitabı okudu
Güzel elbiseleri, yalnız, güzel insanlar giymeliydi.
Sayfa 232Kitabı okudu
Onları görmeğe gelen bir insan, fazla heyecanlanmadan, vazgeçilmez bir yakınlık duymadan çekilip gitmeliydi. (Hiçbir su sonuna kadar içilmeyecek, hiçbir sofrada yemeğin sonuna kadar oturulmayacaktı.) Herkesin, kendi evinde, kendi dünyası kurulmalıydı. Ancak kendi dünyasını kuramayanlar, başkalarının evlerine koşarlardı.
Sayfa 232Kitabı okudu
Bir yaşantıyı tam bitirmeli. Hiçbir iz kalmamalı ondan. Yeni yaşantılar için. Yeni yaşantılar için.
Tam bir cümle kuramıyordum; meselâ, "Makinelerle birlikte..." gibi bir söz ya da "... aydınlıklara çıkarak.." gibi bir şeyler. Belki de benden önceki çocuğun yüzünü tamamlıyordum, ya da benden sonra cümlemi bitiriyorlardı. İsim tamlaması gibi bir roldeydim.
Reklam
Karım güzel değildi albayım. Ben de değildim. Fakat, nasıl anlatsam, 'benim' karımdı;canlı bir varlıktı. İnsan, evine bir biblo alınca bile kendisini bir başka hisseder değil mi?
Kimseden karşılık beklemiyorum. Ben monologtan yanayım