Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

yunus

yunus
@Yunus5388
jewelry
İstanbul
7 okur puanı
Şubat 2022 tarihinde katıldı
İbn Haldun: “Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer.”
Sayfa 249 - LopusKitabı okudu
Reklam
İngilizler
İslamın en büyük düşmanı ingilizlerdir. İslamiyeti bir ağaca benzetirsek, başka kafirler fırsat bulunca, bu ağacı dibindekini keser. Müslümanlar da bunlara düşman olur. Fakat bu ağaç bir gün filiz verebilir. İngiliz böyle değildir. Bu ağaca hizmet eder. Besler.müslümanlar da onu sever. Fakat gece, kimse anlamadan köküne zehir sıkar. Ağaç öyle kurur ki bir daha süremez. “Vah vah çok üzüldüm” diyerek müslümanlar aldatır. İngiliz’in, islama böyle zehir salması demek, para, mevki ve kadın gibi nefsani arzular karşılığında satın aldığı yerli münafıkların , soysuzların elleriyle, islam alimlerini, İslam bilgilerini ortadan kaldırmasıdır.
Sayfa 501 - Iq kültür sanat yayıncılıkKitabı okudu
Sen kendin görmezsen, kimse sana gösteremez. John G. Bennet
Sayfa 467 - Iq kültür sanat yayıncılıkKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bazen kalabalıkların düşüncesizce hareketleri tarihin yazılmasına sebep olabilir
Sayfa 222 - Iq kültür sanat yayıncılıkKitabı okudu
Kimin kime ne borç verdiğini bilene kadar politika, tarih ve milletlerarası kavgalar hakkında hiçbir şey bilmiyorsun demektir.
Sayfa 61 - Iq kültür sanat yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
İnsanlar umumiyetle görünüşe bakarak hüküm verirler. Her insanın gözü var fakat pek azına feraset bahşedilmiş.
Sayfa 25 - Iq kültür sanat yayıncılıkKitabı okudu
Kayısı Ağacı
Kara kışın ortasında/ nene gerek senin/ çiçek açmak/kayısı ağacı. / Yaz gelmeden taktın/ başına tacı/ gördün mü ne kadar acı/ kayısı ağacı/ Şimdi tomurcuklarında/ başladı sancı/ sıcaklar aldattı seni/ zamansız bal veren oğula döndün/ yaz gelmeden/ kış ortasında öldün/ nene gerek senin/ çiçek açmak / kayısı ağacı
Sayfa 355 - Altın kitaplarKitabı okudu
Zıddımız aynı zamanda eksiğimizdir. Tamamlandığımız için zıddımızdan güç alırız.
Sayfa 279 - Altın kitaplarKitabı okudu
İnsanlar şaşılması gerekene şaşmaz olmuş, kusulması gerekeni afiyetle memnuniyetle sindiriyor.
Sayfa 562 - timaş yayıneviKitabı okudu
“Olmaz ama ey saygıdeğer adam, varsayalım ki biri çıksa ve sana üç asır önceki dedeni tanıdığını söylese. Ondan ne dinlemek isterdin.” İhtiyar adam bir an düşündü, daha fazla değil. “Hiç” dedi. “Benim ömrümün derdi bana yeter delikanlı. Birde dedeminkini öğrenmek istemem. Ezeli kuraldır, yaşam yaşam üstüne kurulmaz.”
Sayfa 440 - timaş yayıneviKitabı okudu
Reklam
Çünkü bir şeyi kendisi olarak görmeden önce hayallerinizde şekillendirmişseniz gördüğünüzde iş işten geçmiş demektir.
Sayfa 343 - timaş yayıneviKitabı okudu
Yeryüzünün hiçbir olayı ne acıtır beni bundan böyle ne de kanatır. Bedenim dünya toprağında olsa da ruhum gök katındadır. Gördüğünüz gölgemdir, aynaya düşmüş yansımalar gibiyim aranızda. Bunun için sizin ateşiniz yakmaz beni, kılıçlarınız kesmez, canım sonsuzluğu tecrübe ermiştir, bitmez. Ne isterseniz yapabilirsiniz bana. Aksa da kan benim değildir, yansa da ten beden değildir. Taşın kabarması, etin yarılması var, acıyı inkar etmem. Çığlık da atarım biraz sonra; gözümden yaş, bedenimden ter, yaramdan kan da akar besbelli. Ama yananın bedenim olduğunu bilirim. Ruhuma kimse dokunamaz. Onun için beni öldüremezsin. Ölmem çünkü zaten hiç doğmamıştım. Çok istiyorsan söyleyeyim, doğmayı becermişim ölmeyi mi beceremeyeceğim? Herkes öldü genç yargıç, bir ben mi ölmeyeceğim?
Sayfa 276 - timaş yayıneviKitabı okudu
Bu yüz artık bir insanın yüzü değildi. Kaşları kaş değildi, bu bakışlar bakış değildi. Cam yüzeyi gibi parlamış ama rengi atmış bu derinin altında akan bir kan varsa kırmızı değildi ve yalnız da değildi.
Sayfa 256 - timaş yayıneviKitabı okudu
Yıllarca gerçek zannettiğimiz şeylerin hepsi meğer birer gölgeymiş. Gölgelerle oyalanmışız, onları gerçek sanmışız.
Sayfa 198 - timaş yayıneviKitabı okudu
Gafletle yaşayıp gitmek yerine acımı çekerek yaşamayı yeğlerim. Çok ağır. Ama yine de daha insani.
Sayfa 159 - timaş yayıneviKitabı okudu
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.