Efendimiz(sav)"İhtiyarlıktan önce gençliğin,hastalanmadan önce sıhhatin,fakirlik gelmeden zenginliğin,meşguliyetlere boğulmadan vaktin,ölümden önce hayatın kıymetini bil."buyururlar.(Buhari,Rikak,3;Tirmizi,Zühd,25).
Ne gariptir ki insan,yağmurlu bir havada şemsiyesini yanına almayı ihmal etmese de fırtınalı bir yaşamda hazırlıksız olarak ilerlemekte bir sakınca görmez.
Allah'ın takdiri neyse o olur ama yorulduysan,bitkin düştüysen ,sabrının ve imkanlarının sınırlarına dayandığını düşünüyorsan köşeye sıkışmışlığını Rabb'ine arz etmekten de kendini alıkoyma.
Şaravi'nin tesellisi:Kimseyi elindeki nimetten dolayı kıskanma.Allah'ın o nimet karşılığında ondan neler aldığını bilemezsin.Başına gelen hiçbir musibete de üzülme.Karşılığında Allah'ın sana neler vereceğini bilemezsin.
En gerçek,en bereketli ve en büyük sabır, musibetin en şiddetlendiği vakitlerde gösterilen sabırdır.Musibetin zorluk derecesi ne kadar artarsa sabrın ve tevekkülün de o nispette artırılması gerekir.
Tanrıya ihtiyaç duymak utanılacak bir şey değil,mükemelliğin ta kendisidir.Dünyadaki en acıklı şey,insanın Tanrıya olan ihtiyacını keşfetmeden ömür tüketmesidir.