Anıların zamanın dışında yaşadığını söylemiştin. Beynim uyuşmuştu, umurumda değildi. Hayatı hissedilmesi gerektiği gibi hissetmiyordum çünkü orada değildim. Gerçekte orada değildim. Sadece izliyordum. Ama bu doğru değildi. Umurumdaydı.
-Hiç endişeleniyor musun büyüdükçe babama dair daha az anıların aklında kalacağından?
-Evet, bunun olmasına nasıl engel olabilirsin? Olamazsın.
-Euphoria
“Bir tane bi uykusuz var. Uyuyamıyor geceleri… Canı sıkılıyor, bir bakıyor herkes yatmış. Onun da yatması lazım. Ama içinden bir şey uyutmuyor onu. Yani uykusuzluk işte! Dünyanın en isyancı, en insanı arayışlara iten şeyidir, o gece düşünceleri..”
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Benim de mi düşüncelerim olacaktı,
Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım,
Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?
Çok sevdiğim salatayı bile
Aramaz mı olacaktım?
Ben böyle mi olacaktım?