Latin Amerika’daki pek çok ülke ekonomik gelişmeye, rekabete dayalı tüketime ve bununla birlikte, modernleştirilmiş sefalete doğru bir süreç içersindedirler. Bu ülkelerin halkları, zengin olmayı düşleyerek fakir yaşamayı öğrendiler.
Para, gerçekten de, dezavantaja sahip pek çok çocuğun yer aldığı okullara harcadı. Fakat fakir çocukların kendileri için harcanmadı. Bunun için asıl problem okul kurumunun ta kendisidir.
Bugün bir psikiyatriste, giderek artan sayıda, onu nevrotik semptomlarla değil, insan sorunlarıyla karşı karşıya bırakan hastalar başvurmaktadır.
Acının kaçnılabilir olduğu durumlarda yapılacak en anlamlı şey, ister ruhsal veya fiziksel, ister politik olsun, acıya yol açan nedeni ortadan kaldırmak olacaktır.
Kişisel bir trajediyi bir zafere, kendi zor durumunu bir insan başarısına dönüştürmek ve sadece insana özgü eşsiz insan potansiyeli olabildiğince göğüslemektir.