Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep

353 syf.
·
Puan vermedi
Kimyâ-yı Saâdet - 1. Cilt
Kimyâ-yı Saâdet - 1. Ciltİmam Gazali
10/10 · 66 okunma
Reklam
Zeynep

Zeynep

, bir kitap okudu
184 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
Rüya Avcısı
Rüya AvcısıMustafa Kaya
8.8/10 · 779 okunma
Bir rüya bir kere tabir edildi mi, o muhakkak surette artik beyin Su'yuna kaydedilir. Bilim buna alt bellek der ve bu dakikadan itibaren beynin o Su'yu okur ve sen bunu yaşarsın. Yani kötü tabir edilen rüya tabir edildiği şekilde olmasa da yine de kötü bir olayı başına getirir. Buna yanlış tabiri alt belleğine kaydeden beynin sebep olur. Sen de tüm bunlara kader dersin ama şimdi sana bu rüyanın gerçek yorumunu söylüyorum. Yanlış tabirin kayıtlarını gerçeği öğrenen beynin kolayca siler. Bu rüyaların sırlarındandır

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Rüya aleminin giriş kapısı yalansızlıktır. Sözlerde, kelimelerde yalan olmamasıdır. Bu kapıdan herkes girer amma geri dönerken yine aynı kapıdan döneceği için sözlerinde yalan olanlar, burada gördükleri mucizeleri geri getiremezler, hayatlarına taşıyamazlar. Yalan sözler, rüyaları anlaşılmaz remzlere ve sembollere dönüştürür. Yalan konuşursan sabah olup uyandığında melekut aleminin mucize bilgilerini anlaşılmaz olaylar, garip maceralar olarak remzlerle hatırlarsın," Muhyiddin Arabi Hazretleri özel tefsirinde diyor...
Kullandığımız kelimeler biz farkında olmasak bile yavaşça kaderimiz oluyordu ve yaşamımızda ağır imtihanların başlamasına sebep oluyordu. Bu Ledün ilminin sunduğu bir sır olsa da Tekin kelimeler karşısında beyin Su'yunun verdiği tepkiyi araştırmaları sonucunda görmüştü. Ses dalgalarına tepki vererek kendi alfabesiyle kaydeden bu Su'yu beynimiz okuyarak algıladıklarını bilinçaltı dediğimiz mekanizmayla arşivliyordu. Bu gerçekleştikten sonra hem rüya aleminde hem de bu dünya hayatında yaşanacaklar şekilleniyordu.
Reklam
Geçip gitmede ömür....Umutlar hep yarın, yarın, yarın!.. Tükenen zamanı dolduruyor hep kuru kavgalar, boş didişmeler, faydasız gürültüler. Aklını başına al kardeş! Günü, bugün say; ölüm ki kaşla göz arasında; ölüm ki dudakla söz arasındadır..."
Sayfa 165Kitabı okudu
Tapduk yolunda dervişe lazım olan , benlikten sıyrılmak , belki "bensiz ben" mertebesine erip herşeyini efendisine ait bilmekti.
Sayfa 188Kitabı okudu
"İyi ama şimdi ben onun kapısına hangi yüzle giderim?!." Onun eşiğinde geçen günlerim meğer ne bahtiyar günler imiş de ben orada yalnızca ayaklarım ve sırtm daki ağrının hesabını yapmışım. Meğer oraya dizlerimle bağlanmışım da kalbimle bağlanmayı bilememişim. Ülfetin panzehir olduğunu unutmuş, zehirli yanını görmüşüm. Sırtımdaki yağırlar da, dizlerimdeki sızılar da meğer onun kuytusunda merhem buluyormuş. Şimdi gözümden kan yaşların, boğazıma düğümlenen hıçkırıkların bir yararı yok. Pişmanlığım, bilmezlikten. Değer bilmezlikten ve hakikati bilmezlikten... Okumam yazmam var iken hakikati bilememiştim. Bilmem zikri çekmek beni hamlıktan kurtarmamıştı. Belli ki hakikat henüz bana kapısını açmıyordu. Ömrüm, ecel elbisesini dokuyan çakşırcılar misali gönül kitabına nakış çizmekle geçmişti. Bu ne dert idi, derman bilinmezdi; ya bu ne yare idi zahmı belirmezdi. Kenan ilinde Yusuf'u yitirmiş gibiydim, Yusuf'u bulsam Kenan bulunmazdı. Aşk pazarında canlar satılıyordu da, satılık canımı alan bulunmuyordu. Allah o abdalların magarasında gönül nakşının yalnızca bir desenini kendime gösterince meğer ne hallere düşmüştüm!?... Şeyhim, Sultanım Tapduk Emrem halimi benden iyi bilirmiş ki beni oyalarmış. Oyalarmış ki hamlığımdan kemale ereyim, çiğliğimden pişeyim. Oyalarmış ki içten içe aşk ile dolayım da meşke durayım. Oysa şimdi yanıyorum, hasret ile yanıyorum, bir an evvel izini bulmak, tozuna yüzümü sürmek için yanıyorum. Bir nazarda kalmamak, hasret ile ölmemek için yanıyorum. Bu seferki od da aşk odu, illa ki yanışı hiçbir zamankine benzemiyor. Yakıyor, yakıyor...
Sayfa 222Kitabı okudu
Vatandan ayrılırken bir maksadım vardı; eşten, dosttan, ahbap ve yarandan garip düşmenin bir amacı vardı. İyi ama asıl vatandan ayrılmanın, madde âlemine gelmenin amacı neydi? İçimdeki gurbet hissi bu vatandan o vatana evriliyordu. İçime bir hüzün oturdu. Ruhumun asli vatanı özlediğini hissettim. Ben bir ulvi ålemden, melekler ve ruhaniler âleminden gelmiştim de şimdi madde âleminde saplanıp kalmıştım. Bir yiğidin, dilinden anlamayanlar arasında kalması, bir güzelin körler içinde bulunması gibiydi halim. Daha kötüsü de asıl vatanın kokusunu dimağımda hissediyordum. Hakiki gariplik işte buydu. "Acep şu yerde bencileyin garip var m'ola?" diye sordum kendime! Hani "bağrı başlı, gözü yaşlı..."
Şöyle hayran eyle beni Aşkın oduna yanayım Her ne yana bakar isem Gördüğüm seni sanayım
Sayfa 229Kitabı okudu
Reklam
Tapduk Sultanım evvelce beni celal ile terbiye ettiğine göre şimdi bu eziyeti yine terbiye için reva görüyor olabilirdi. İçme bir umut düştü. O köylünün anlattığı aşıkın hikayesini hatırladım. Sevgilisi başına kastettikçe ona yaklaşan, dostları ona kaç dedikçe sevgiliye koşan âşıkı..Tapduk Sultanımdan ayrı iken gönlüm ölü gibiydi ; varsın bedenim de ölecekse bari ölüm onun elinden olsun du.
Sayfa 231Kitabı okudu
"Korkma Yunus!.. Kılıç mı keser himmet giyeni!.."
Sayfa 270Kitabı okudu
Dertli ne ağlayıp gezersin burda Ağlatırsa Mevlam yine güldürür Nice aşık kondu göçtü buradan Ağlatırsa Mevlam yine güldürür
Sayfa 312Kitabı okudu
Allah'tan gelen yine Allah içindir. Ben hiçbir şeye sahip ve malik değilim ; her şeyin malik ve sahibi Allah'tır. Hayy 'dan gelen Hû 'ya gider. Ben geri götürecek değilim..
Sayfa 161Kitabı okudu
"-Erenler meydanında mürşidine teslim olup rızada bulundun mu ? -Belî, bulunmuşum!... -Gayrı haram yeme! -Yemem!.. -Yalan deme ! -Demem!.. -Zina etme , kin gütme! -Peki!.. -Elinle koymadığını alma , gözünle görmediğini söyleme ! -Olur!.. -Işık ister misin , nur ister misin? -İsterim!.. -O halde döktüğün varsa doldur , ağlattığın varsa güldür ! Yıktığın varsa yap , gayrı hidayet versin Çalap . Artık eyvallah de !.."
Sayfa 135Kitabı okudu
96 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.