Zinya
@Zinniaaa
Bu metin İngilizce dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
• Çiçekler benim favori aksesuarımdır4469 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
İstenildiğinde vermek iyidir, ancak önceden anlayıp istenilmeden vermek çok daha iyidir.
Muhtaç duruma düşmekten korkmak, muhtaçlık değil midir? Ve kuyunuz suyla doluyken, susuz kalma korkusu değil midir, giderilmeyen susuzluk?
Bahşetme nedir?
-Sahip olduğunuz şeyleri verdiğinizde değil, kendinize ait bir şeyler verdiğinizde gerçekten bahşetmiş sayılırsınız.
Okur Takip Önerileri
Kimse hayata bir şey veremez, hayatın kendisi dışında.
Peki ya çocuktan bahsedebilir misiniz bize?
-Onlar sizinle birlikte gelir bu dünyaya. Onlara düşüncelerinizi değil, sevginizi verebilirsiniz. Zira kendi düşünceleri vardır onların. Onlara benzemek için gayret gösterebilirsiniz,ancak onları kendinize benzetmeye çalışmayın. Zira hayat ne geri gider ne de oyalanır dünle.
“Peki evlilik üstadım?”
Ölümün beyaz kanatları hayatınızı dağıttığında birlikte olacaksınız. Ancak bırakında birlikteliğinizde mesafeler olsun. Bırakın, dans etsin gökteki rüzgarlar aranızda. Birbirinizi sevin, ancak sevgiyle zincirlemeyin kendinizi. Kalbinizi verin, ancak teslim etmeyin birbirinizin eline. Zira yalnızca hayatın avcuna sığar yürekleriniz.
Mutlaka arzularınız olacaksa şunlar olsun arzularınız
-Gün doğumuna kanatlanmış bir yürekle uyanmak
-Sevgi dolu bir güne şükranlarını sunmak
-Akşamüzeri eve minnetle dönmek ve en sonunda kalbinizdeki sevgiliye dua edip dudaklarınızdan dökülecek bir övgü nağmesiyle uyumak.
Sanmayın sevginin yönünü tayin edebileceğinizi, zira sevgi layık görürse çizer sizin rotanızı.
Kendinden başka almaz ve kendinden başka bir şey vermez sevgi. Ne sahip olur ne de sahip olunmak ister. Zira sevgiye sevgi yeter. Sevdiğiniz zaman.
El Mitra: “Sevgiden söz edin bize” El Mustafa: Yolları zor ve dik olsa da sevgi sizi çağırdığında, onu takip edin. Kanatlarıyla sizi sarmaladığı zaman, ona teslim olun, tüyleri arasında gizlenmiş kılıçlar sizi yaralayacak olsa da.
Ayrılık vakti gelene kadar bilmez sevgi kendi derinliğini.
Bir yücenin eliyle dokunacağı bir arp mı, yoksa nefesini üfleyebileceği bir ney miyim?