Kitap hakkında hiç yorum yapılmaması beni üzdü. Çok güzel bir kitap. Belki incelemem sizlere yol gösterici olur da kitabı okuma fırsatı bulursunuz :)
Jane, zengin bir asilzade olmasının yanında alımsız ve gösterişsiz bir kadındır. Garth ise genç, yakışıklı, güzelliğe tapan bir ressamdır. Bir gün katıldıkları bir toplantıda Jane, Gül Bahçesi şarkısını söyler. Garth, Jane'nin şarkıyı söyleyişinden çok etkilemiş ve eski beslediği dostluk, arkadaşlık duyguları aşka dönüşmüştür. Hatta şarkından sonra Jane'ye 'Sen peçeyi kaldırdın bende öteye geçtim' demişti. Yani onun iç güzelliğini görmüştü.
Garth Jane'yi gerçekten çok sevdi ve ona evleme teklifi etti. Ama Jane ona inanmadı. Böyle yakışıklı bir adam gösterişsiz, güzel olmayan bir kadını nasıl sevebilirdi. Teklifini tabiki kabul etmedi. Yıllarca birbirinden ayrı kaldılar. Sonra Grath talihsiz bir kaza sonucu kör oldu. Bundan sonra olaylar çok farklı bir hal almaya başladı. Sakın bana kızmayın buraya kadar anlattığım kısım kitabın arkasında yazıyor zaten. Gerisini size bırakıyorum.
Ben söyle söyleyebilirim. Güzellik algısına kapılıp iç güzelliği göremiyoruz. Buna bende dahilim. Ne yani yakışıklı bir adam sıradan bir kızı sevemez mi? Mecnun'a sormuşlar bu kadın(Leyla) için mi deli divana oldun diye. O da "Siz onu birde benim gözümden görün" demiş. Ya ne hoş değil mi?