Aşk yolculuğunun yakınlık ve uzaklık mesafesi olmaz. Aşk yolunda olanın, "Ya bulamazsam?" derdi olmaz. Sen yola düşmeden bir bak bakalım yüreğine, yol sana kısmet olup düşmüş mü?
Ben sana ölümün kıyısında yaşama tutunmuş bir hayattan geliyorum... Ötesi berisi olmayan sadece ötelenmiş bir hayatın en ince ipine tutunmuş. Kaybedecek birşeyi olmayan ama sürekli kazanmaya çalışılan hayatın tam içinden... Kitabı okurken aslında merak ettiğim tek bir konu vardı. Bunca olumsuz satırları kaleme alırken Sevdiği insan yanındamıydı?
1. Bir kişiyi telefonla iki defadan fazla aramayın.
Çağrınızı yanıtlamazlarsa, ilgilenmeleri gereken önemli bir şeyler olduğunu varsayın.
2. Ödünç aldığınız parayı, diğer kişi size ödünç verdiğini hatırlamadan önce iade edin. Bu sizin dürüstlüğünüzü ve karakterinizi gösterir.
Aynı şey para haricindeki diğer şeyler için de geçerlidir.
3. Birisi
Tarık Tufan'ın yazılarında hep yumuşak birşeyler buluyorum insanlığa dair.Can çekişen yanını gözler önüne sererken; al işte sen de yaşadın bunları,sende hissetin tüm bu duyguları, sen de konusamadıklarının esiri oldun diyor.
Bu eserinde ana karakterin sancılı hayatına, parçalanmış ailesine,yasak aşkına,herşeyden önemlisi kendiyle savaşına tanıklık ediyoruz.Sanki yeterince yüreğimizi daglamamış gibi bu şekilde sonlandırıyor kitabı:Susuyor olmam, acı çekmediğim anlamına gelmez...;)
Peki..Zihni bu kadar karışık bir adamın söylediklerini dinlemek bize ne kazandırır diyeceksiniz. Kafasının içinde yaşayan insanlar vardır orda öylece oturmazlar gerçeklikle hayal arasındaki o çizgide savaş verirler olanlara, olacaklara. Durmadan konuşurlar orda sesler hiç kesilmez gelenler hiç bitmez öyleki kocaman bir kaosun ortasında oturacak yer bulamaz hale gelirler. Dış dünyanın tüm değerlendirmesini içsel bir devinimle orda süzerler. Sonra yorulurlar bu hengameden,bırakıp herşeyi kaçma İsteği yapışır yakalarına. Denerler gitmeyi tüm anılarıyla koca şehirleri ezip geçmeyi fakat insan kendinden kaçamıyor sen burda kal bekle diyemiyor. Şemsiyeni unutuyorsun, kalemini, kitabını, ceketini ... fakat kendini bir an olsun unutamıyorsun.
Konuşamıyor anlatamıyorsun o yüzden O'nun gibi sorduklarında hiç birşeyim yok diyorsun ben iyiyimlerin kurtarıcı gücüne inanarak saklanıyorsun herkesten. Parmak uçlarına kadar bıkıyorsun herkesten ama en çok kendinden. Yine başarısızlıklarla sonuçlanmış girişimler yine kaybedilmesi goze alınmış gidişler..:(
içimde karmaşık duygularla yaşıyorum. hayatın bir şey ifade etmediğini düşünüp kendi kabuğuma çekiliyor daha sonra bir hayatın var olduğunu hatırlatan insanlarla aynı masaya oturuyorum. yaşamak diyorum, yaşamak ne güzel şey. aslında bazen ölümü ensemde hissediyor yaşamaktan korkuyorum, ya da böyle hissetmek istiyorum. ölüm. ölüm bir başlangıç mıdır sahi. gittikten sonra çok ağlarlar mı benimde arkamdan. hayattayken değeri bilinmeyen insanların öldükten sonra bu kadar sevilmesi ne garip değil mi. bunu bir ben böyle düşünüyor olamam. her neyse böyle işte. kafam karışık, duygularım karmaşık. ama yine de her şeye ve herkese rağmen yaşamak güzel şey diyip sessizce gidiyorum.