Asaf Miroğlu

Asaf Miroğlu
@_asaf
Bütün emeklerim vatanım içindir...
Öğretmen
Marakeş ibni haytam ünv arap dili ve edebiyatı
13 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
Türklerin toplumsal özelliklerini anlatırken tarih boyu mültecilere kucak açmasını özellikle vurguluyorsunuz. Türkiye İmparatorluğu çok mülteci kabul etmiştir ve bu mültecilerin topluma çok katkısı vardır; sadece Avrupa’dan gelenlerin değil, geçmişte İran-Orta Asya üzerinden gelenlerin de. Hint’ten göç edenleri ta Ortaçağlardan beri kabul etmiştir.
Reklam
29 Ekim 1923’te Cumhuriyetimiz kurulunca tarihte ilk defa kendi adımızla andığımız, “Türkler” dediğimiz bir devlet kuruluyor: Türki- ye Cumhuriyeti.
Asaf Miroğlu
Bir kitabı okumaya başladı
Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı (1923 - 2023)
Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı (1923 - 2023)İlber Ortaylı
8.1/10 · 3.289 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Asaf Miroğlu
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Eğitimde Finlandiya Modeli
Eğitimde Finlandiya ModeliPasi Sahlberg
8.4/10 · 894 okunma
Alvarlı Efe
can bula cananını, bayram o, bayram ola kul bula sultan'ını bayram o, bayram ola hüzn ü keder def ola dilde hicap ref ola cümle günah af ola bayram o, bayram ola lütfî, ya lütf-ü kerim erişe rahm ü rehim bermurad ede fehim bayram o, bayram ola
Reklam
Arap Atasözü
العاقل اذا اخطء يتءسف وال احمق يتفلسف Akıllı adam hata yaptığı zaman özür diler Ahmak adam hata yaptığı zaman felsefe yapar
Hoşçakalın
Başkalarını kırarak kendi kalp kırıklarınızı onaramazsınız!!!
Mevlana
İnsanlara gül verin, gül veremiyorsanız gülü (tebessüm) verin...
268 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bir aile şiddetinin nelere yol açtığını anlatıyor sonra küçük yaştaki çocukların ahlaken nasıl bozulduğunu anlatmış biraz müstehcen içerikli çok hoşumagittiğini söyleyemem
Ekmek Arası
Ekmek ArasıCharles Bukowski · Metis Yayınları · 20126,7bin okunma
268 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Ekmek Arası
Ekmek ArasıCharles Bukowski
8.1/10 · 6,7bin okunma
Reklam
Babımı sürekli belaya sokan bir şey daha vardı. Öğretmenlerin ço­ ğunun bana güveni yoktu, özellikle kadın öğretmenlerin. Rahatsız edi­ ci şeyler söylemiyordum ama benim "tavrımda" rahatsız edici bir şey olduğunu iddia ediyorlardı. Sıramda oturuşum ve "ses tonumla" ilgili bir şey. Genellikle sırıtmakla suçlanırdım ama farkında değildim sırıt­ tığımın. Sık sık sınıftan atılır, bazen müdüre yollanırdım. Müdür hep aynı şeyi yapardı. Bürosunda bir telefon kulübesi vardı. Kapısını ka­ patarak orda ayakta tutardı beni. Saatler geçirdim o telefon kulübesin­ de. Okunacak tek şey kadınlar için bir ev dergisiydi. İşkence için kon­ muş olmalıydılar oraya. Yine de okurdum o dergileri. Tek sayı bile kaçırmadım. Kadınlar hakkında bir şeyler öğrenmeyi umuyordum.
"Ne yapıyorsunuz? Kapatın kitapları! Kapatın kitapları!" Hızla yürürken yanından geçtiği öğrenciler kitaplarını kapıyor, o geçtikten sonra tekrar açıyorlardı. Dazlak yanımdaki sıradaydı, gülüyordu. "Salağın teki! yaşlı bir salak!" Biraz acımıştım Stanhope'a ama ya kendimi seçecektim ya da onu. Stanhope kürsüsünün arkasına geçip bağırdı, "Kitaplar kapatıl­ malı yoksa bütün sınıfı çaktırırım!"
İnsanın en büyük hatalarından biri de, Doğru zamanı yanlış kişilerle doldurmaktır...
Bir akşamüstü öylece dolanıyordum. Çeteyle aram ne iyi, ne de kötüydü. Onlan kızdıran son davranışımı unutmalarını bekliyordum. Yapabileceğim başka bir şey yoktu. Beyaz hava ve bekleyiş. Hiçbir şey yapmadan dolanmak canımı sıkmıştı, tepeyi çıkıp Washington Bulvarı'na, sonra doğudaki sinemaya, ordan da tekrar Batı Adams Bulvarı'na yürümeye karar verdim. Kilisenin önünden de geçerdim belki. Yürümeye başladım. Derken Eddie'nin sesini duydum: "Hey, Henry, buraya gel!"
Annemin perdenin arkasından izlediğini görebiliyordum. Her cu­ martesi günü bütün evi temizlerlerdi. Elektrik süpürgesiyle halıları te­ mizler, mobilyayı parlatırlardı. Halıları kaldırıp tahtaları cilalarlar, sonra halıları tekrar sererlerdi. Cilalanmış tahtaları göremezdiniz bile.
61 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.