Sevgi "bilgi"den güç alır. Aşk "bilinmeyen" den!
Bazen sevilip üstünüze düşülmesinden hoşlanmazsınız. Kaçarsınız. Yalnızlığı tercih ettiğiniz için mi? Hayır! Zorlukla elde ettiğiniz soğukkanlılığınızı kaybetmekten korktuğunuz için. Bağlanmaktan korkarız. Zamanın bağlandığımız kişiyi alıp götürmesinden korkarız. Birçok ilişkiyi bozar, kırar, dağıtır bu korku. Ama imdada alışkanlık yetişir. Kimse bir yere gitmez. Değişir, dönüşür, çürür, çözülür ama orada kalakalır! Alışkanlık tutkunun değil, zamanın akrabasıdır.
Kediler meraktan, sevgililer sıkıntıdan ölürmüş! Hiç karşılıklı sıkılan bir çifti dışarıdan gözlemlediniz mi? Sanki bir şeyleri unutmuş da, hatırlamaya çalışıyor gibidirler. Dalip gitmek ne dertlilik, ne düşüncelilik, ne de deliliktir! Bu koşuşturmaca, kuşatılmışlık, rutin mahkûmiyetler dünyasında "inci avcılığı" için bazen fırsat dalıp gitmelerimizdir. Bazen "terk" etmek gerekir. Orayı, onları, olup bitenleri... Hemen çekip gitmek gerekir ama lafı kadar kolay değildir, yapamayız! Görevler, ezberler vesaire izin vermez. Tam o sırada kısacık bir an için bile olsa dalıp gitmeler imdada yetişir. Oracıkta gideriz. Başkalarına, başka yerlere, başka olaylara... Hatta başka bir "dünya"ya...