Ben sana bunun için gelmemiştim oysa.
Bunun için vurmamıştım kapına durmadan.
Bağışlamamıştım tüm geçmiş sevgileri.
İnsanı 7:30’larda boğmak değil de ne bu ?
Sensizlik çıkmazına uzanması değil de ne kollarımın ?
Ben sana bunun için gelmemiştim.
Hayata seninle başlamamıştım.
Aynı şeyleri duyup söyleyememekti belki bu.
Belki de sen değildin
Sahici bir kuşa dönüşüp bu dalların üstünden gökyüzüne kanatlanmayı, yukarıdaki ay ellerinde kaybolup giderek bu dünyadaki insanların yüzlerini artık görmemeyi ne kadar istiyordum.
Fatma'nın burnunda, yanaklarında, bileklerinde dövmeden süsler vardı. Bunlara o kadar alışmıştım ki, dövmesi olmayan yüzler bana âdeta çirkin görünürdü. Benim ilk büyük matemim Fatma'dan ayrılışım olmuştur.
Benim içimdeyse sanki çok, çok eskiden doğmuşum gibi bir duygu var... Hayatımı, bitmez tükenmez kuyruğu olan bir elbise gibi sürüklüyorum sırtımda... Çoğu kez de hiç yaşama isteği olmuyor içimde.
Ama şimdi birbirlerinden ayrı olan vücutlarımız dışında, bizi hiçbir şey birbirimize bağlamadığına ve birbirimizi ötekine hatırlatmadığına göre, nasıl bilebilirdim bunu?