Bu dünyada bırakamıyacağım hiçbir şey yok. Ne deniz, ne ağaç, ne şehir, ne ev, ne kadın, ne de ben. Bu kalıbım, bu zarfım, bu kafesimle ben. Onların hepsini bırakabilirim. Fakat şuurumu, bilmek, duymak, var olmak şuurumu bırakamam.
Hiç bıçağın deştiği yerden kan akmaz olur mu ? Benim de beynimden kan akıyor. Ben düşünmüyorum, beynim kanıyor. Görüyorum, gözlerimi yumunca görüyorum. Beynimin etten yuvarlağı üstünde her düşünce bir damla siyah kan gibi yuvarlanıyor.
- Efendim, beyim?
+ Allah var mı?
- Elbette var, elbette var.
+ Ne biliyorsun?
- Bilmez miyim? Biliyorum.
+ Göster öyleyse!
- Gösteremem. Fakat var.
+ Ben de gösteremem. Fakat bence de var. Sorsana niçin diye?
- Niçin efendim?
+ Görünmediği için. Görünen şeylerden olmadığı için.