Hıristiyan münzeviliği ve azizliği üzerine
Azizin ne olduğu değil, aziz-olmayanların gözünde ne anlam taşıdığıdır ona dünya-tarihsel değerini kazandıran. Onun hakkında yanılgıya düştüklerinden, onun ruhsal durumlarını yanlış yorumladıklarından ve onu kesinlikle kıyaslanamaz ve yabancı türden insanüstü bir şey olarak kendilerinden olabildiğince güçlü bir biçimde ayırdıklarından dolayıdır ki: tüm halkların, tüm çağların hayal gücüne hükmedebildiği olağanüstü gücünü elde etmiştir aziz. O kendini tanımamıştır; kendi ruh hallerinin, eğilimlerinin, eylemlerinin el yazısını, Kitâb-ı Mukaddes'in pnömatik yorumu kadar abartılı ve yapay olan bir yorum sanatına göre okumuştur. Doğasındaki eciş bücüş ve hastalıklı yan, tinsel yoksulluk, vicdan rahatsızlığı, mahvedilmiş sağlık, aşırı gergin sinirlerle bir arada kendisinin de, onu seyredenlerin de bakışlarından gizlenmiştir. Özellikle iyi bir insan değildi, özellikle bilge bir insan hiç değildi: ama insani ölçülerde iyiliğin ve bilgeliğin ötesine uzanan bir şey imliyordu. Ona İnanmak, tanrısal ve mucizevi olana, tüm varoluşun dinsel bir anlamına, gelecekteki bir kıyamet gününe duyulan inancı destekliyordu. Hıristiyan halkların üzerinde ışıldayan bir kıyamet-güneşinin akşam parıltısında, azizin gölgesi müthiş büyümüştü, öyle bir yüksekliğe ulaşmıştı ki bu gölge, artık tanrıya inanmayan çağımızda bile, azizlere inanan yeterince düşünür bulunmaktadır hala.
Sayfa 112 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Otto Rank, bir insanın başına gelebilecek en büyük travmanın doğmak olduğunu söyler. İşkenceleri, tecavüzleri bilen insanlar olarak bunun abartılı bir yorum olduğunu söyleyebiliriz elbette ama çok haksız da sayılmaz Rank. 9 ay boyunca mutlak bir güven ve emniyet duygusuyla yaşadığımız, beslenmeyle ilgili en ufak bir sıkıntımızın olmadığı sıcacık
Sayfa 115
Reklam
Syf47 Kimse doğuştan itibaren kendisine karşı reddedici olmaz. Syf71 Kendini değersizleştirme duygusu tıpkı bir duvar gibi önünüze dikilmektedir. Syf71 Cezalandırıcı ebeveyn modundaki kişi, kendi haklarını açık bir biçimde ifade etmeye izninin olmadığı duygusuna sahiptir ve hatta hiçbir şeye hakkın olmadığını hissedebilmektedir. Syf126 Size bu güne kadar iyi niyetli olan ikiden fazla kişi olumsuz yorum yaptıysa bu konuda haklı olabilirler. Syf145 Disiplin ve eleştiriyi kaldırabilme yeteneği esasen istenir ama sürekli kendini eleştirmek ve abartılı başarı baskısı sizi felç ve mutsuz eder.
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar. _Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım. _Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
Denemeler'in Etkileri
Denemeler'in sınıflandırılmasının bu kadar zor olmasının nedeni de şüphesiz budur. Montaigne'in kendisi de onun eşsiz bir türün tek üyesi olduğunun farkındaydı: “Babaların Çocuklarına Olan Sevgisi Üzerine”de (II. 8), “Dünyada kerdi türünde vahşi ve abartılı bir anlayışa sahip tek kitaptır.” der. Bu iddia doğruluğunu korumuştur. Tamamen edebiyata veya felsefeye ait olmakla kalmayıp ikisi arasında muğlak bir biçimde gidip gelen bu eser, tarihsel olarak da ikirciklidir; yazıldığı çağın ve kültürün izlerini taşır ancak dikkatle dinlersek, içinden gelen ses hâlâ şaşırtıcı derecede tazedir ve kendi kaygılarımızla uyuşabilir. Birçok tanımlanabilir kaynak ile etkiden yararlanır ve Pascal'dan Nietzsche'ye, Andre Gide'den Virginia Woolf'a kadar geniş bir yelpazedeki yazar ve düşünür üzerinde muazzam bir etki yaratmıştır. Bu etki yelpazesi ancak dikkati konudan düşünce tarzına yönelttiği ve okuyucuyu kendi düşünce deneyini yapmaya davet ettiği benzersiz yöntemle açıklanabilir, Bu nedenle Batı kanonundaki konumu kendine özgüdür, her zaman kenarlarda gezinir ve her zaman yeni bir yorum bekler.
Sayfa 102
EĞİTİM DEVRİMİ "PROGRAM PARADIGMASI”NI AŞARAK GERÇEKLEŞEBİLİR..
M. K. Atatürk'ün ulusal vizyon olarak ortaya koyduğu "muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmak" hedefini uzun yıllar anlamamış, hatta epey abartılı bulmuşumdur. Öyle ya, çağdaş uygarlık düzeyine yaklaşmak, erişmeye çalışmak, hadi olsa olsa erişmek de değil, aşmak! Sözcük içeriklerine son derece hakim Mustafa Kemal'in bu
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.